Salı günü her sabah olduğu gibi gazetede kendi yazımdan önce
Hıncal Ağabey'in yazdıklarını okudum. Onu okumamın başlıca
nedenlerinden biri, hepimiz gündemin peşinde koşarken, onun kendi
gündemini takip etmesi, yazdıklarıyla gündem oluşturmasıydı. Bu kez
de, günlük hayatın hayhuylarına kapılmadan enfes bir aşk hikayesini
kaleme almıştı. Okudukça o yazı hiç bitmesin istedim...
Hıncal Ağabey, eline geçen Ömürlük Şarkılar kitabının içinde, çok
sevdiği "Ömrüm Seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır"ın öyküsünü
nakletmiş. Mutaassıp bir Türk ailenin üyesi Yesari Asım Ersoy ile
Yahudi kızı Suzan'ın birbirlerini 50 yıl boyunca nasıl bekledikleri
kitaba aktarılmamış da sanki nakışla sayfalara işlenmiş gibiydi.
Okudukça aşka inancım katmerlendi. Sonra "Neden bu şarkı?" diye
düşünmeye başladım. Aklıma Hıncal Uluç'un ilk ve tek aşkı, eski eşi
Holly geldi. Yesari Asım Ersoy ile Hıncal Uluç arasında öyle büyük
paralellikler vardı ki... Belki de Hıncal Ağabey bu şahane hikayeyi
sütununa alarak, kendi doğum gününde, ötelerdeki Holly'sine bir
haber güvercini uçurmuştu...
Dedim ya, "Hıncal Uluç'un yazıları gündemi, hatta kişisel
gündeminizi değiştirir" diye. Benim için de aynen öyle oldu.
O...