Avuç içi kamera ya da cep telefonu ile çekilmiş 'özel' görüntülerin birbiri ardına eklenmesine 'sinema' demek, daha önce bu sanat adına üretilmiş her şeye büyük haksızlık.
Ama... Olmuş işte... Evet, hem de çok iyi olmuş.
Açıkçası, filme gitmeden önce ön fikirlerim vardı. Hülya'nın en büyük handikabı da bu ön fikirlerdi zaten. Pek çok kişi gibi ben de sıkılacağımı düşünmüştüm. Çünkü Hülya'nın artık insanları ilgilendirecek gizli saklısı kalmamıştı ki. Her şeyi medyanın gözlerinin önünde yaşamıştı.
Ama kişinin 'kendisini' anlatması bambaşka.
Bir de Hülya'nın adı 'şımarığa' çıkmıştı ya bir kere.
'Selfi' de onun öncelikle kendini tatmin etmek için yakalandığı bir heves, gel geç bir 'oyuncak' olarak görülüyor, gösteriliyordu. Ama unutulan bir şey vardı; Hülya, göründüğünden daha zeki ve derindi.
'Selfi'nin içinde öyle özlü değerlendirmeler, öylesine felsefi yaklaşımlar var ki, insan ister istemez şaşırıp sendeliyor.
Bir de makyaj, efekt, özel ışık vs. olmadan bir sinema oyuncusunun amatör bir kamera karşısında görünmesi başlı başına bir kendine güven ve 'samimiyet' ifadesidir. Zaten şöyle diyor Hülya filmin bir bölümünde: "Bir oyuncunun oynayamayacağı tek rol, samimiyettir." 'Selfi', başlı başına bir meydan okuma, bir kendine güven iradesi ve sanat dünyasındaki yerleşik düzene, klişelere, tabulara tek başına bir başkaldırı ya da manifesto... Kendine 'protest süsü vermiş' pek çok sanatçı bir köşede otururken, bunu yapmak için insanda 'Hülya Avşar cesareti' olması gerekiyor.
Hülya'nın kendine güveninin zirve yaptığı cümle ise şöyle: "Gündemde kalmayı iyi becerdiğimi, bunun için özel çaba harcadığımı söylüyorlar. Ben sadece işimi şansa bırakmıyorum, o kadar..." Ve Hülya'dan yeni yetme yıldız adaylarına bir tüyo: "Bizim mesleğin derin devleti, fısıltıdır. Kariyerinde nereye geleceğini kamera önündeki değil, kulisteki duruşun belirler." 'Selfi'yi izlemeyi düşünenlere minik bir de teknik tavsiye: Sakın 'gözlerinizin ayarı' ile oynamayın.
Zira filmin neredeyse tamamı flu çekilmiş, yani 'net' değil. Anlayamadığım ise filme neden +13 barajı, cinsellik ve kötü örnek oluşturabilecek davranışlar uyarılarının layık görüldüğü. Benim bazı çocuk kanallarında izlediğim pek çok çizgi filmde daha fazla şiddet, kötü örnek ve cinsellik çağrıştıran sahne var.
'Selfi'; 'ev yapımı' bir sinema denemesi olmasına karşın, benim festivallerde izlediğim ve yönetmeninin 'film' diye önümüze koyduğu pek çok saçmalıktan daha fazla sinemaya hizmet edebilecek bir çalışma. İşte onun içindir ki, sonuna kadar gözümü kırpmadan ve hiç sıkılmadan izleyebildim.
Ve... Hayatımda ilk kez bir başkasının çektiği selfie'yi izlemek için cebimden 30 lira harcadım! Peki pişman mıyım?
Asla! Ellerine sağlık Hülya...