İstedim ki bugün Okur Mektupları sayfamızın başrolünde şiir olsun. Aslında bu bir şiir değil. Yitip giden İstanbul'un ardından yaktığım bir ağıt. Benim gibi eski İstanbul'u ve o yılların masum, dürüst, yalın insanlarını özleyenlere gelsin öyleyse...
BANA İSTANBUL'UMU GERİ VERİN
Üzerinde Puro sabununun reklamı olan silindir tenekenin içinde beyaz eldiveni ile trafiği yöneten o Ayhan Işık bıyıklı polisi özledim ben... İstiklal Caddesi'nde motoru homurdanırken önündeki Vosvos'tan yol isteyen tek kapılı bıçkın 56'yı...
Gar Gazinosu'nda az sonra başlayacak kadınlar matinesini beklemek için Kumkapı'dan aldığı çıtır simidi Yenikapı'daki çay bahçesinde yerken, ekoseli masa örtüsüne düşen susamları, ıslattığı parmağının ucuyla toplayan Münevver Teyze'yi...
Bir elinde sefer tası, diğerinde derisi dökülmeye yüz tutmuş evrak çantası, koltuğunun altına sıkıştırdığı Son Havadis gazetesiyle "Sekizonbeş vapuruna" yetişmeye çalışan Kirkor Amca'nın o tatlı heyecanını...