Savaştan, kandan, baruttan, yokluktan yıldığım şu günlerde Konya
benim için gerçek bir sığınak oldu.
Sabah Yazarları Şehir Buluşmaları'nın 24'üncüsünde rotamız bu kez
Konya'ydı. Bu şehre ne zaman gelsem pek çok kişi gibi benim de
içimi tarifsiz bir huzur kaplıyor. Mevlana felsefesinin harcıyla
karılmış her mabet, her yapı, bir ametist taşı gibi insanın
içindeki kaygıyı, korkuyu, umutsuzluğu alıp, yerine müthiş bir
dinginlik bırakıyor.
Hele o Mevlana Türbesi... İşte o da bizim demir kubbemiz. Bu uhrevi
zenginliği, bağışlayıcılığı, hoşgörüyü kendine kalkan yapana ne
füze ne bomba işler. Keşke içinde hırs, öfke, intikam biriktiren
herkes gelip de burada ruhunu bir çitileyebilse. Bakın o zaman
dünyada savaş, işgal, zulüm kalıyor mu?.. Bu nedenle en çok da
dünya barışı ve Gazze'de zulüm gören insanlar için dua ettim.
ALTAY'A SEVGİ SELİ
Ama ben görmeyeli Konya sadece maneviyatıyla anılan bir şehir
olmaktan çıkmış, kültür ve tarihte...