İzdivaç programlarına alternatif olarak ekrana sürülen
'Boşanmama' programları, yaz aylarının yeni trendi oldu.
FOX'un gündüz kuşağında Seda Akgül'ün sunumu ile ekrana gelen 'Ne
Seninle Ne Sensiz', birlikteliklerinde sorun yaşayan, boşanan ya da
boşanma aşamasına gelen çiftleri stüdyoda ağırlayıp bir hukukçu ve
bir psikolog danışmanlığında 'rehabilite' etmeyi ve birbirlerine
'ikinci şans' tanımaları için onları cesaretlendirmeyi deniyor.
Buraya kadar her şey güzel ve olumlu, ancak uygulamada bazı
sakıncalar bulunabileceği ihtimalini de göz ardı etmemek gerek.
Uzman bir psikolog ya da psikiyatr değilim. Ama duygusal
travmaların göz önünde yaşanmasının yarattığı artçı şokları bilecek
kadar bu konuda kitap okumuşluğum var. Stüdyoya gelen çiftler canlı
yayında tüm ailevi sırlarını, mahremiyetlerini sayıp
döküyorlar.
Geçen gün bir anne, ayrıldığı kocasının yanında, milyonlarca
kişinin önünde eşinin daha evliliklerinin üçüncü gününden itibaren
kendisine ve çocuklarına şiddet uyguladığından söz etti. Peki
bunları milyonlarla paylaşmış olmanın yaratacağı travmatik etki
görmezden gelinebilir mi? Bilirsiniz, depremde kurtarılanların gün
ışığına çıkarıldıklarında etraftaki kişiler tarafından
alkışlanması, tezahürat yapılması sakınca doğurur.
Durum böyleyken, boşanma aşamasındaki aile üyelerinin hayatlarının
en mahrem anlarını milyonların önünde yeniden yaşama duygusunun
yaratacağı olumsuz etkiyi varın siz düşünün.