atv'nin özel haberiydi.
Zambiya'dan gelen mühendis Timothy, aylarca iş aramış, sonunda bir
tekstil firmasında çalışmaya başlamıştı. İşi, pedal çevirmekti.
Günde 11 saat durmadan pedal çeviriyor, karşılığında ayda 1000 lira
kazanıyordu.
İşverenleri her gün biraz daha hızlı pedal çevirmesi için ona baskı
yapıyorlardı. Sonunda ayaklarını hissetmez oldu, yürüme yeteneğini
kaybetti, aşırı yorgunluktan vücudu iflas etti ve hastanelik oldu.
atv muhabirleri onu Okmeydanı Araştırma Hastanesi'nde tedavi
olurken bulmuşlar. Doktorlarımız şimdi ona yeniden yürüme
yeteneğini kazandırmaya çalışıyorlarmış...
Haber bitti ama benim kafamdaki soru işaretleri bitmedi.
Tekstil fabrikasında pedal çevirmek nasıl bir iştir? Bu çağda insan
gücüyle enerji üretmek, makine çalıştırmak diye bir şey var mı?
Neredeyse başında kırbaçla bir siyahi insana günde 11 saat pedal
çevirtilirken, "Daha hızlı, daha hızlı" diye bağırmak, Hollywood'un
eski köle filmlerinde kalmamış mıydı? Dahası, kölelik kaldırılmamış
mıydı?
İnanılmaz bir özel habere imza atan atv'deki haberci dostlarımdan
şimdi önemli bir ricam var.
Bu haberin fikri takibi mutlaka yapılmalı.
Timothy'nin iddiaları ciddi ciddi araştırılmalı.
Eğer gerçekse, o tekstil firmasının çalışma koşulları ifşa
edilmeli. Kentin ücra mahallelerindeki fabrikalarda, atölyelerde
yabancıların Kunta Kinte gibi çalıştırıldığına, zavallı göçmen
siyahilerin dolap beygiri gibi işe koşulduğuna inanmak istemiyorum
çünkü...
Korkarım, adalarda fayton çekerken bayılan atlara üzülmeye sıra
gelmeyecek...