Artık "İnsanları deprem olasılığı yüzünden korkutmayın" demekten
vazgeçtim. Tam tersi, "Korkutabildiğimiz kadar korkutalım" diyorum.
Çünkü korku, hayatta kalmanın teminatlarından biridir. Korkan insan
tedbir alır, tetikte olur. Belli ki bizi yeterince korkutmamışlar.
Eğer cidden korkmuş olsaydık, bunca çürük binada önlemsiz bir
şekilde yaşıyor olmazdık.
İşte bu nedenle diyorum ki, izleyeni iliklerine kadar titretecek,
korkudan dudaklarını uçuklatacak bir İstanbul Depremi filmi
çekilmeli. Artık görsel efektler ve gerçeğinden ayırt edilmeyen
animasyon teknikleri ile her şey mümkün. Filmde İstanbul'un yerle
bir olduğunu görmek belki hepimizi üzecek ama olsun. Bakarsınız o
filmden sonra binasına test yaptıran, yaşadığı evi güçlendiren,
kentsel dönüşüme onay veren ya da deprem çantası hazırlayan olur.
Film tabii ki sadece yıkım felaketini anlatmayacak. Depremin
öncesi, deprem anı ve sonrasında yapılacak ve yapılmayacak
olanlarla ilgili mesajlar da içerecek.
Bu proje için...