Ben bir televizyon yazarı olarak başlayıp biten dizileri takip
etmekte zorlanıyorum. Allah ekran başındaki seyircinin yardımcısı
olsun.
Evet, seyirci televizyonda dizi izlerken para vermiyor. Ama daha
değerli bir şeyini harcıyor:
Zamanını... Bu nedenle dizi seçmek önemli. Zira bir diziyi izlemeye
başlıyor, neredeyse günlük programınızı ona göre ayarlıyor, sonu
gelmez reklam kuşaklarına tahammül ediyorsunuz ama o dizi iki-üç
bölümde ekrandan kaldırılıveriyor. Siz de iyot gibi ortada
kalıyorsunuz.
Peki kötü dizi, daha doğrusu ekranda uzun süre kalamayacak dizi
neresinden anlaşılır? İşte iyi ve kötü diziyi kavun gibi dibinden
koklamanıza yarayacak yöntemler:
Dizilerin dini imanı reytingdir. İlk üç bölümünde izlenme
oranı 3 puana erişemeyen diziden umudunuzu kesin. Bu nedenle
gözünüz reyting tablosunda olsun.
Dizi tüm cephanesini daha ilk bölümde yakıp tüketirse ondan
uzak durun. Çünkü dört bölümde saçmalamaya başlaması kaçınılmazdır.
Yani daha birinci bölümüne iki aldatma, üç cinayet, beş kaza
sığdıran diziden hayır gelmez. Senaristler kısa zamanda tıkanacağı
için, dizi beşinci haftasına ulaşmadan pike yapmaya
başlayacaktır.
Dizinin içine uzun uzun bakışmalar, anlamsız müzik klipleri
ekleniyorsa; anlayın ki söyleyecek fazla sözü kalmamıştır. Hemen
ilk durakta inin.
Eğer izlemeye başladığınız dizinin reklam kuşakları giderek
kısalmaya başlamışsa, hemen sevinmeyin. Tam tersi, karalar
bağlayın. Çünkü dizinizin son kullanma tarihi dolmak üzeredir.
Dizinin başlama saati her hafta biraz daha sarkıyorsa;
'umutsuz vaka' demektir. Hele geç saate ötelenmişse, haftaya
ekranın köşesinde 'Final' yazısını görmeniz kaçınılmazdır.
Dizi, ilk bölümünün ardından hafta içinde beş kez
tekrarlanmışsa, imdat butonuna basılmış demektir. Kendinize hemen
başka bir dizi bulun.