Ne kadar büyük bir millet olduğumuzu bu felakette bir kez daha gördüm ve idrak ettim. Zaten öyle olmasa tarih sayfalarını destanlarla doldurabilir miydik?
Çanakkale'de 250 kiloluk top mermisini kaldırıp, namluya süren de, 15 Temmuz'da tankların önüne yatan da, Kahramanmaraş'ta hiç tanımadığı insanları kurtarabilmek için gözünü kırpmadan tonlarca betonun altına giren de aynı ruhtu.
Neler görmedi ki bu gözler? Elindeki tek ineği satıp, parasını depremzedelere gönderen, sırtına vurduğu kolileri yardım kabul etmeden "Bırakın, ben kendi elimle götürüp teslim edeceğim" diyen nineler... Yıllardır biriktirdiği umre parasını hiç düşünmeden bağışlayan nur yüzlü dedeler... Yardım ekiplerinin verdiği ekmeği geri verip, "Ekmeğimiz var, şu anda ekmeğe ihtiyacımız yok" diye geri çeviren tok gözlü çocuğumuz... Bölgeye gönderdiği yorganın içine altın iliştiren kadife yürekler... Gönderdiği montun içini yün eldivenlerle, gofretlerle dolduran yüce gönüllü hayırseverler... Enkazda buldukları altınları bir an bile tereddüt etmeden polise teslim edip sahiplerine ulaştırılmasını sağlayan gönlü zengin madenciler...
Ve... Önceki gece ekranlardaki Tek Yürek kampanyası ile şahlanan...