Sina Gelişli adında şahane bir okurum var. Kendisiyle henüz ne
tanıştık, ne görüştük ama onu hem seviyor hem de müthiş saygı
duyuyorum.
Gelişli zaman zaman köşemize e-mail gönderip, eleştiri, görüş ve
taleplerimi dile getiriyor. Ancak onu farklı kılan dili ve üslubu.
Ya çok yaş almış ya da Türkçeyi eski haliyle konuşup yazmaktan
keyif alıyor.
Gelişli bu kez de duyarsız tiyatro sanatçılarını eleştirmiş:
"Sayın muharrir, gazetenizde kaçtır CHP'li belediyelerin
tiyatroculara yaptıkları uygulamalarla alakalı havadisler çıkıyor.
Ne var ki, meslektaşlarına karşı yapılanlarla alakalı şanlı
tiyatroculardan çıt yok. Neden acaba? Neredesiniz Müjdat Gezen,
Şevket Çoruh, Ali Poyrazoğlu?.."
Öyleyse okurumu kendi tarzıyla selamlamam gerekir:
"Pek sayın Gelişli beyefendi, zat-ı alinizin naçiz makalelerim ile
alakadar olması beni ziyadesiyle bahtiyar etti. Bir muharrir olarak
bundan dolayı çok mesut oldum.
Bahse konu görüşünüz, şahsi fikrimle bilcümle aynidir. Hakikaten
tiyatora ahalisi...