Oğuzhan Koç'u kulağıma değen ilk şarkısından bu yana dikkatle takip ediyorum. Bence müzisyenliğinin yanında oyunculuğu devede kulak kalıyor.
Ünlülere servis ettiği birbirinden güzel eserleri bir yana, son albümünde bir tane 'boş' şarkı yoktu. Kısa zamanda ağzına ne değse, hit oldu.
Oğuzhan Koç'un son şarkısı Bulutlara Esir Düştük'e çektiği klip ise internette bir haftada 10 milyon kez tık'lanmış. Bu, dünya standartlarında bile müthiş bir başarı.
Sabah ekranlarda kurulan magazin masalarında ise 'Sayı doğru mu, yoksa manipüle mi edildi?' tartışmaları yaşanıyor.
10 milyonun doğru olduğunu varsayıyorum. Çünkü dijital teknolojinin her geçen dakika geliştiği günümüzde, artık sadece klavyede eskisi gibi F5 yaparak bir beğeniyi katlamak neredeyse imkansız hale geldi.
Peki, Oğuzhan 10 milyon tık'a nasıl ulaştı?
Bana göre bunun iki sebebi var. Birincisi; Oğuzhan, Türk halkının gönlünde kocaman bir yer edinmiş arabesk tarzını güncellemeyi başardı. Öyle bir tarz oluşturdu ki, arabesk dinlemeyi 'kıroluk'(!) sayanlar bile gönül rahatlığıyla müzik tesisatlarının ses düğmesine yüklenir oldu. Aslında biz her müzik türünü arabeske dönüştürmekte başarılıyız. Türk sanat müziğini 'serbest' ya da 'fantezi' müziğe dönüştürmedik mi?
'Protest' diye yola çıkan şarkılar, zamanla arabesk tonlarına evrilmedi mi? Son günlerde özellikle Almanya kökenli rap'çilerimiz, bu dünya müziğini yanık arabesk melodiler ve iç yakan sözlerle bezemediler mi?