Yaz dönemi doğal olarak içme suyu tüketimi de artıyor.
Yolda elinde su şişesiyle yürümeyen yok gibi. Ama bu talep, beraberinde inanılmaz bir çevre kirliliğini de getiriyor.
Parklara, bahçelere, kaldırımlara şöyle bir bakın; pet şişelerin korkunç saltanatını göreceksiniz.
Artık herkes biliyor; bir pet şişenin doğadan tamamen yok olması için 200 yıl gerekiyor. Bozcaada'da harika bir uygulama başlatıldı; ada esnafı, plastik poşet kullanımını yasakladı.
Darısı diğer turistik yörelerin başına...
Ama plastik su şişeleriyle başa çıkmak ayrı bir dert.
Elin Alman'ı buna müthiş bir çözüm üretmiş. Tüm plastik içecek şişelerine 'depozito' uygulaması getirmiş.
Meydanlarda, caddelerde plastik şişe toplama otomatları var.
Şişeyi bu makinelere atınca, depozito karşılığını 'şıkırt' diye alıyorsunuz.
Bu uygulamayı acilen bizim de başlatmamız lazım.
Yerde gezinen, herkesin birer tekme attığı plastik şişeleri 'toplanmaya değer' kılmalıyız. Her caddeye, her meydana bu depozito otomatlarından koyma işinin sponsorluğunu da su ve meşrubat firmaları karşılamalı; ürettikleri şişe oranında... Zira geri dönüşüm en çok onların işine yarayacaktır.
Bu arada toplama otomatlarının yanına mavi kapak hazneleri de yapılmalı.
Malum, mavi kapaklar son zamanlarda akülü tekerlekli sandalye bekleyenlerin yeni umudu oldu. Yani bir taşla iki kuş... Ee hadi o zaman, girişelim şu çevremizi güzelleştirecek 'plastik cerrahi' operasyonuna...' İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin büyük bir takdirle karşıladığım 'Plastik şişe karşılığında İstanbul Kart dolumu' uygulamasının geçen hafta hayata geçirildiğini görünce aklıma arşivi şöyle bir karıştırmak geldi.
Gördüm ki; aklın yolu bir'leşiyor. altı yıl sonra olsa bile...