Shakira, işte bu melez müziğin en başarılı temsilcilerinden biriydi.
Gelin görün ki, Shakira'nın İstanbul konserini son derece başarısız buldum.
Shakira; sahnede gitar da çalıyor, klavye de... Ama kuşkusuz en başarıyla kullandığı enstrümanı, vücudunun beliyle dizi arasında kalan kısmı... Shakira, İstanbul şovunu tamamen kalça hareketlerine yaslamıştı. Hani büyük konserler için 'Filanca sanatçı İstanbul'u salladı' denir ya, Shakira da İstanbul'u salladı ama sadece vücudunun belli bölümüyle... Sevgili Shakira'cığım, benden duymuş olma ama sadece gerdan kırıp kalça titreterek Avrupalı'yı gözüne far tutulmuş tavşana çevirebilirsin ama burası Türkiye. Burada her 10 evin beşinde en az senin kadar 'oryantal yıldızı' 'Şakire'ler var.
İstersen bir mahalle düğününe katıl da gör!
Diyeceğim o ki; Shakira, Türk insanını hafife almış, 'İki kalça sallarım, parayı götürürüm' demiş. Oysa ben;
Shakira kadar, onun muhteşem dans grubunu da izlemeye gitmiştim. Pek çok insan gibi konserin birinci saatinde stadı terk ederken o efsane dans grubu hâlâ ortalarda yoktu. (Çıkarken bizim GÜNAYDIN'ın kaptanı sevgili Sinan Özedincik'le karşılaştık. "Abi ben onu İngiltere'de izlemiştim; buradaki şovla alakası yok, muhteşemdi" dedi) Oysa o saatlerde Dünya Kupası'nda yarı final maçı oynanıyordu.
Ben Shakira'nın yerinde olsam ne yapardım? Güney Afrika'daki Dünya Kupası'nın muhteşem tema şarkısı Waka Waka ile sahneye çıkar, dans grubumun içine birkaç top cambazı ekler, arkadaki dev ekranlara da işin magazinini kaynatmak için Pique'nin (Real Madrid ve İspanya Milli Takımı'nda oynayan, Shakira'nın uzatmalı futbolcu sevgilisi) görüntülerini verir, Dünya Kupası heyecanını arkama alıp konsere fırtına gibi başlardım.
Yine de Shakira'nın güney bölgelerinin hakkını teslim etmek gerek. Bu vesile ile, henüz Shakira konseri izlememiş erkek seyircilere tavsiyemdir:
Konsere mutlaka deniz tutması hapı alarak gidin. Çünkü eğer fazla odaklanırsanız, dansları insanı fena tutuyor!