Sadece jandarma, polis, dedektifler, savcılar ve hakimler değil,
hepimiz yani tüm Türkiye, aylarca Narin'in katilini aradık. Bu
sayede hepimiz gönülsüzce kriminal uzman olduk. Gelin görün ki,
aynı hassasiyeti; ne o aile ne de o köy halkı gösterdi. İsmini daha
ilk günden "Üç Maymun Köyü" koyduğum o yörenin insanlarına bu utanç
ömür boyu yeter.
Ben sadece hukuk organlarını değil vicdanımızı da bu kadar uzun
süre meşgul eden başka bir dava görmedim.
Peki ya sonuç? Kocaman bir kara delik, uçsuz bucaksız bir karanlık,
yekpare bir ketumluk...
"Poliste öyle yöntemler var ki, anadan doğma dilsizi bile bülbül
gibi şakıtır" derlerdi eskiden. "Olur böyle vakalar, Türk Polisi
yakalar, götürürler merkeze..." diye başlayan bir tekerleme ile
büyüdü bizim nesil. Hele sağ-sol çatışması yüzünden her gün 8-10
gencin öldürüldüğü 70'li 80'li yıllarda polisin "öttürme"
yöntemleri üzerine yazılan şehir efsanelerinin haddi hesabı
yoktu.
Anladım ki hepsi tarih olmuş. Ne mutlu ki; değişen, gelişen...