Ben de pek çok televizyon seyircisi gibi Barış Pınarı harekatını
a Haber'den izliyorum.
Çünkü sınır boyunda harekatın devam ettiği ne kadar kritik nokta
varsa, hepsinde bir muhabir bulunduruyorlar.
Bazen ekran 5'e, 6'ya bölünüyor.
Hepsinde canlı görüntüler yer alıyor. Bugüne kadar neredeyse hiçbir
obüs atışını, uçaklarımızdan atılan tek bir bombayı bile
kaçırmadılar.
Hepsini 'anında' izleyicilerine ulaştırmayı başardılar.
Her savaş ya da operasyonda bir kanal, diğerlerine üstünlük
sağlar.
Örneğin; Körfez Savaşı, bu ülkenin ilk haber kanalı NTV'nin
doğumunu müjdelemiştir.
NBC muhabiri Peter Arnett, dünyanın tanıdığı bir savaş gazetecisi
olarak Bağdat'ta yıldızlaşmıştır.
Barış Pınarı harekatının yıldız muhabiri ise bana göre a Haber'in
Yurt Haberler Müdürü Kerim Ulak oldu.
Sadece canı pahasına olan biteni anlatmakla yetinmedi, kameraman
arkadaşı Murat Tuzcu ile beraber 'özel bilgi' de ulaştırdı. Örneğin
ben PKK/YPG'li teröristlerin genellikle kadın keskin nişancı
kullandığını ondan öğrendim. Sebebi, kadınların erkeklere oranla
ellerinin daha az titremesiymiş.
Kerim Ulak, ekranlarda sık sık gördüğümüz duman bulutlarının
anlamını da hepimize öğretti. Koyu siyah tütüyorsa bu,
teröristlerin İHA görüş alanlarını kısıtlamak amacıyla yaktıkları
lastik ve mazottan kaynaklanıyormuş.
Açık gri duman bulutları obüs atışlarının neticesiymiş. Eğer
vurulan yerden yoğun ve koyu gri bir duman yükseliyorsa bu bir
cephaneliğin vurulduğuna işaret ediyormuş.
Fark yaratan Kerim Ulak kardeşimi ve tüm ekip arkadaşlarını
içtenlikle kutluyorum.
Rezil Fransız rejisi
Bir de her fırsatta demokrasi havarisi kesilir, bize ders vermeye,
kulağımızı çekmeye kalkarlar. Ta ASALA'dan beridir Türkiye'ye hasım
olan teröristleri korurlar, kollarlar.
Ama TRT 1'den yayınlanan Fransa-Türkiye maçında Fransızların iki
yüzlülüğü bir kez daha ortaya çıktı.
Fransız rejisi, 'Bir maç nasıl tek taraflı yayınlanır'ın adeta
dersini verdi. Ne zaman Fransa lehine tartışmalı pozisyon yaşansa
defalarca ekrana getirdi. Ama hakemin Türkiye aleyhine çaldığı
yanlış düdükleri hep görmezden geldi, hatta perdeledi. Ve...
Ay-yıldızlı millilerimiz attıkları beraberlik golünden sonra yan
yana dizilip asker selamı ile Barış Pınarı harekatında mücadele
eden Mehmetçik'e selam durdular. Ama onu da 'özenle ve ısrarla'
ekrana getirmediler.
UEFA da Arnavutluk maçında millilerimizin hep birlikte verdiği
asker selamı için soruşturma başlatmış. Bir milletin evlatlarının
askerini selamlaması ne zamandır suç? Belli ki korku dağları
sarmış.
Selam olsun Mehmetçik'ime...
Roller değişince...
Atv'nin sevilen dizisi Bir Zamanlar Çukurova'da Hünkar Hanım
(Vahide Perçin) ile Haminne'nin (Serpil Temur) birlikte
göründükleri sahneleri iple çekiyorum. Neden mi? Çünkü Hünkar'ın
Alzheimer hastası annesine adeta bir bebekmiş gibi gösterdiği özen
ve duyarlılık ruhumu okşuyor. Ona eliyle muhallebi yediriyor, meyve
soyuyor, yatırıyor, uyutuyor. Saçmaladığı anlarda bile onu kırmadan
gönlünü hoş tutmasını beceriyor. Çevremde yaşlanmış annelerine
bebek gibi bakan pek çok 'bebek anne' var. Analar gençken
bebeklerine muhallebi yedirip altlarını bezliyorlar. Bir süre sonra
roller değişiyor. Analarına son nefeslerine kadar bebek özeniyle
bakıp dualarını alan o kadınların ellerinden sevgi ve hürmetle
öpüyorum. Var olun Hünkar Hanım ve Hünkar Hanım gibiler...
Ne demiş?
Kerem Bürsin'den Zeynep Ocak'ın Youtube kanalına müthiş açıklama:
"Yaşamayanlar'daki partnerim Nilperi Şahinkaya, öpüşme sahnemizden
önce soğanlı, sarımsaklı dürüm yiyor sonra da 'Gel beni öp'
diyordu."
Gaf'let kürsüsü
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Barış Pınarı Harekatı
için "Bu, Kürt halkına karşı sürdürülen bir savaştır" demesin
mi?
Zap'tiye
Mehmetçik, ABD'nin teröristlere gönderdiği 60 bin TIR'lık askeri
malzemeyi birer birer teslim alıyor. Yanlış kargo Bağdat'tan
dönermiş!