Başlığı, Yılmaz Erdoğan'ın ünlü filminden ödünç aldım. Çünkü şu
anda yaşadığımız hayatı bundan daha iyi özetleyecek başka bir ifade
bulamadım.
Etrafımız dolandırıcılarla çevrildi. Hepimiz Serengeti'de nehirden
iki yudum su içmek isterken "Timsah mı saldıracak, yoksa aslan mı?"
diye sürekli önünü arkasını kontrol eden öküz başlı geyiğe
döndük...
Bir kere cep telefonlarına gelen her mesajı açamaz olduk,
hesaplarımızı mı ele geçirecekler, telefona casus virüs mü
bırakacaklar filan diye...
Beyaz eşyamız bozulunca alayımızı bir endişe sarar oldu. Acaba eve
çağıracağımız servis güvenilir mi, parayı ve çamaşır makinesini
alıp, görünmez olurlar mı diye aklımız çıkıyor.
Ev kiralamak ise ayrı dert. Sahte...