Geçen hafta Sertab Erener'i bir kalem darbesiyle gömenleri hayret ve ibretle izledim. Neymiş? Reklam lansmanında yanında bulunan Can Bonomo ve eşi Öykü Karayel'e sürekli soru sorulmuş, kendisine sorulmamış, o da sinirlenmiş. Bu ne gerginlikmiş, bu ne kıskançlık ve kibirmiş...
Basın toplantısını izledim. Muhabir arkadaşlar gerçekten de Can Bonomo ve Öykü Karayel'e özel hayatlarıyla ilgili üst üste 5-6 soru soruyorlar. Sertab Erener dakikalarca yanlarında dikiliyor, ona tek bir soru bile sorulmuyor. O da, "Lütfen bu toplantının konusuyla ilgili sorular soralım arkadaşlar" diyor haklı olarak. Reklamın müziğini yapmış, sesini vermiş, oralı olan yok. Sertab sonra da adeta bir ders veriyor. Diyor ki, "Beni bir daha nerede göreceksiniz, sokakta mı?" Ama bu eleştirinin alt metnini okuyabilen muhabir de yok. Sertab demek istiyor ki, "Beni alışveriş merkezinde sıkıştırıp soru soracağınıza alın işte burada karşınızda, basın toplantısındayım..." Yine aldıran yok tabii...
O iki damla mürekkeple boğmaya kalktığınız kadın, Türkiye'nin en önemli ses sanatçılarından biridir. Bakın, 'şarkıcı' değil, 'ses sanatçısı' diyorum. Farkını biliyorsanız tabii... Türk insanının hayallerini...