Yüksel Aytuğ Sabah Gazetesi

Şiddete karşı ‘Kurtuluş Savaşı’ başlatalım

Kendimi kuşatılmış hissediyorum. Çok kaygılıyım. Çok karamsarım. Çok yorgunum. Belki de hayatımda ilk kez kendimi bu denli çaresiz hissediyorum. Derdim, dört bir yanımı kuşatıp beni nefessiz...

07 Kasım 2018 | 3.742 okunma

Kendimi kuşatılmış hissediyorum.
Çok kaygılıyım.
Çok karamsarım. Çok yorgunum.
Belki de hayatımda ilk kez kendimi bu denli çaresiz hissediyorum. Derdim, dört bir yanımı kuşatıp beni nefessiz bırakan şiddet...
Milli futbolcu, barda şarkıcıya kafa atıyor. Bir de gidip hastanede 'tabanca şov' yapıyor. Dizi setlerinden her hafta bir 'taciz iddiası' çıkıyor.
Ülkenin en önemli haber sunucusunun eşi, "Bana şiddet uyguluyor" deyip adalete baş vuruyor. Memleketin en önemli komedyenlerinden biri, şarkıcı sevgilisini evde 45 dakika boyunca dövdüğü iddiasıyla savcılığa şikayet ediliyor.
Futbol oynaması, aktörlük yapması, haber sunması, insanları güldürmesi gerekenlerin adı sürekli şiddet odaklı kriminal olaylarla anılıyor.
Ülkenin en önemli spor aktivitesi Galatasaray-Fenerbahçe derbisi, maç sonrasında gelişen utanç verici şiddet olayları yüzünden 'skandala' dönüşüyor. Bitti mi? Ne gezer... Siyasi liderler birbirlerine hakaret ediyor.
TBMM neredeyse her oturumda ringe dönüyor.
Şiddet, televizyonda reyting sağmanın en kestirme ve ucuz yolu. Aşk hikayesi diye başlayan diziler de, eğer kurşun vızıldamazsa, üç haftada yayından kalkıyor. Sözde yemek programı diye ekrana sürülenlerde yarışmacılar yemekleri değil, birbirlerini yiyorlar. Spor programı niyetine gösterilenlerin bazıları ise 'kahvehane düzeyini' bile tutturamayan kayıkçı kavgaları ve ucuz şovlarla dolduruluyor.
Haber bültenlerini ise hiç konuşmuyorum. Her gece izlediğim üç-dört haber bültenindeki onca şiddet görüntüsüne rağmen hâlâ nasıl psikolojik yardım almadığıma önce kendim hayret ediyorum.
İnsan trafikte, yandaki otomobile göz ucuyla bile bakmaya korkuyor. Çünkü artık camı açıp 'Ne yapıyorsun kardeşim? Bu benim şeridim' demek bile başlı başına 'maktul olma' sebebi.
Benim boğazımı sıkan, sadece insanın insana uyguladığı şiddet mi? Cami avlusunda yavru kedi tokatlayan adamla aynı havayı soluduğunu düşünmek bile tek başına delirme sebebi değil mi?
Bana göre en önemli derdimiz ne ekonomi, ne terör... Öncelikle 'ruhumuzdaki şiddetten' arınmamız gerekiyor.
Bunun için tıpkı enflasyona karşı verdiğimiz gibi şiddete karşı da 'topyekun' mücadele başlatmamız gerekli. Bir 'şiddeti önleme şurası' mı toplanır, liderler bir araya gelip ortak bir bildirinin altına imza mı atarlar, ülkenin en önde gelen bilim adamları kafa kafaya verip bir 'ulusal rehabilitasyon programı' mı hazırlar, 'öfke kontrolü' ders olarak müfredata mı alınır, RTÜK ekrandaki şiddete karşı en ağır yaptırımları uygulamak için yeni kurallar mı koyar, Diyanet hutbelerle devreye mi girer bilmem ama artık 'Nasıl bu hale geldik?' safhasını çoktan geçtiğimizi düşünüyorum.
Şimdiki derdimiz 'Nasıl bu halden çıkabiliriz?' olmalı, hem de acilen...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu duruşmalar canlı yayınlanmalı 22 Kasım 2024 | 156 Okunma Mesele 8 bin lira değil anlamadınız mı? 21 Kasım 2024 | 551 Okunma Sosyal medya geneleve döndü 20 Kasım 2024 | 998 Okunma Ahlaklı esnafa mektubumdur 19 Kasım 2024 | 257 Okunma Bir gün cayır cayır yanacağız!.. 17 Kasım 2024 | 141 Okunma