Çocukların çile çektiği, ağladığı, hastalandığı dizi ve filmleri izlemek istemiyorum. Hele ki çocuk sahibi olduktan sonra bu konudaki hassasiyetim iyice arttı. Ama Atv'de cuma gecesi izleyicilerle buluşan Ateş Kuşları'nı sonuna kadar büyük bir dikkatle, sık sık not alarak izledim. Çünkü dizinin son derece önemli bir misyonu vardı.
Sokakta büyüyen beş çocuğun dramatik hikayesini anlatan dizinin, bundan böyle pek çok kimsenin sokak çocuklarına bakışını değiştireceğine inanıyorum. Çoğumuz için "görünmez" olan bu çocukların o yoksunlukta nasıl büyüdüklerinin hikayesi bu dizide olanca gerçekliğiyle anlatılıyor. Dış ses diyor ki, "Sokak çocuğu diyorsunuz ya, aslında öyle bir şey yoktur. Çünkü sokaklar çocuk doğurmaz. Onların da herkes gibi anneleri, babaları vardı. Ama çoğu zaman kötü bir annesi, şerefsiz bir babası..." Dizinin jeneriğinde ise şöyle bir ibare var: "Milyon dolarlık apartmanın paspasında donarak ölen çocuğun anısına..." Evet, ne yazık ki bu olay gerçekti. Dünya yeni bir milenyumu karşılamaya hazırlanırken, 26 Aralık 1999'da bir çocuk...