Gişede büyük hasılat yapan 'Dağ' ve 'Dağ 2' filmlerinin ekibi tarafından gerçekleştirilen projede kendilerine 'Börü' (Türk tarihinde sürüyü uzaktan koruyan ama sonsuza dek ona yaklaşmayan yalnız kurt) adını veren bir polis özel harekat timinin maceraları anlatılıyor.
Dizide, Diyarbakır'da valinin ziyaret ettiği bir okula baskın yapıp içerideki çocuk ve velileri rehin alan terör grubunun etkisiz hale getirilişi detaylarıyla canlandırıldı. O sahneleri izlerken, şu anda Afrin'de kent savaşına hazırlanan asker ve polisimiz için bir kez daha dua ettim.
Çok iyi biliyorum ki: ev ev, hatta oda oda yapılan bu mücadele, savaşların en zorudur. Şanlı ordumuz ve kahraman polisimiz bu mücadeleyi daha önce Güneydoğu'da teröristler tarafından hendekler, tüneller ve el yapımı bomba tuzaklarıyla örülen yerleşim birimlerinde vermiş ve büyük başarı elde ederek, kentleri terörden arındırmıştı. Eminim aynısını Afrin'de ve Membiç'te de gerçekleştirecekler. Ama hepimizin sabırlı olması gerek.
Unutmamalı ki, sivilleri kendine canlı kalkan yapan şerefsizlerle savaşıyoruz.
Acele, bizi hataya zorlar.
'Geç olsun. temiz olsun' deyip bir yandan sabredecek, bir yandan kahramanlarımız için dilimizden duayı eksik etmeyeceğiz.
Ne mutlu bize ki, bu bereketli toprakların her köşesinden kahraman fışkırıyor.
Onların neler başardıklarını görmek, bilmek için filmlere, dizilere de ihtiyacımız yok aslında. Gururlanmak için her gün haber bülteni izlemek yetiyor da artıyor.
Ancak dizinin açılış sahnesine itirazım var. Gece kulübü Reina'ya yılbaşı gecesi yapılan saldırının aynen ve tüm detaylarıyla ekrana taşındığı o uzun sahne, sıradan bir vatandaş olarak beni rahatsız etti. Siz bir de o saldırıda yakınlarını kaybedenlerin ruh halini düşünün...