Taksiciler son günlerde en fazla eleştirilen meslek gruplarının
başında geliyor. Müşteri seçmeleri, turistleri kazıklamaları,
araçlarının bakımsız ve pis oluşu nedeniyle hemen her gün haber
bültenlerinin konusu oluyorlar.
Geçenlerde bir taksiye bindim. Araç mis gibi kokuyordu. Her köşesi
pırıl pırıldı. Şoförle sohbete koyulunca konu gelip bu şikayetlere
dayandı. Dedi ki, "Evet, bazı arkadaşlarımız bu eleştirileri hak
ediyor. Özellikle de araçlarının pis koktuğu yönünde eleştiriler
arttı. Aslan yattığı yerden bellidir. Ben her fırsatta aracımı
dezenfekte ediyor, silip süpürüyorum. Sonra da ağır olmayan ferah
bir deodorant sıkıyorum. Buna rağmen ben de müşterilerden
şikayetçiyim. Bazen öyleleri biniyor ki, burnumu tıkamak zorunda
kalıyorum. Sarhoş olup, ilk virajda arabanın içine istifra edenler
mi ararsınız, biner binmez ayakkabısını çıkartıp, koltuğa bağdaş
kuran mı? Tamam, biz esnaf olarak dükkanımızı temiz tutmakla
yükümlüyüz. Ama ne olur aynı özeni taksi kullananlar da
göstersin..."
Haklı mı? Hem de sonuna kadar haklı.
Bu arada taksici kardeşim, benim kartıma slip çekmek için tam 10
dakika uğraştı. Hem de "Uğraşma, nakit vereyim" dememe rağmen. Hani
geçen hafta...