"Türkiye'de en ucuz hatta bedava eğlence televizyondur" diyorlar
ya, külliyen yalan! Çünkü gerçekten televizyon izlemek istiyorsanız
cebinizde para olması lazım.
Neden mi? Anlatayım...
Yaz ekranına bakıyor musunuz?
Neredeyse bomboş...
Bir-ikisi hariç, eften püften diziler... Bazı bilgi yarışmaları
dışında, sabun köpüğü panayır eğlenceleri...
Haber sunan anchor'lar zaten yazın çalışmaz, nedense...
(Bizim gibi bir hafta tatil nelerine yetmiyor?) Prime time
kuşağında kiloyla satın alınmış, artık izlemekten ne zaman reklama
çıkılacağını bile ezberlediğimiz filmler...
Peki neden? Yazın herkes yazlığına gidiyor, seyahate çıkıyor,
gecelere akıyormuş da onun için televizyon izleyen yokmuş. Peki o
sefayı yaşayanlar kim? Cebinde para olan zenginler. Ya evlerinden
ayrılamayan ve 'gerçekten tek eğlencesi televizyon izlemek olan
garibanlar' ne olacak?
Aynı acımasızlık, bayramlarda da geçerli değil mi? 'Nasıl olsa
herkes bir yerlere gidiyor, televizyon izleyen kalmıyor' mantığıyla
bayramda ekranlar yine boşalmıyor mu?
Ne yazık ki acı gerçek bu:
Televizyon yayıncılığı, reklam kuşağında izlediği ürün ya da
hizmeti alacak olana yani 'cebinde parası bulunana' yapılır. Gerisi
kuru kalabalıktır!
Peki lig maçlarını, yeni filmleri, dünyaya nam salmış dizileri kim
izler? Dijital platformlara parayı bastıranlar...
Şimdi anladınız mı neden "Televizyon izlemek zengin işidir"
dediğimi?
Bir tek atv'yi diğerlerinden ayrı tutuyorum. İki şahane dizi
Canevim ve Kimse Bilmez, iki nefis bilgi yarışması Kim Milyoner
Olmak İster? ve Güven Bana ile 'Seyirci velinimetimizdir' deyip yaz
izleyicisinin de gönlünü hoş tutmayı bildiler.
Bu arada yaz ekranının bir tek iyi tarafı var. Hiçbir diziyi, filmi
ya da programı kaçırmıyorsunuz.
Çünkü haftada en az beş kez tekrarlanıyorlar!