Show TV'deki
'Seda ve Uğur'la' programında Yeşilçam'ın ünlü oyuncularından Hale
Soygazi hakkında iddiayı aşıp töhmet altında bırakma düzeyine
erişen ve haftalarca 'reyting sağılan' olaya ilk tepki...
Show TV'deki
'Seda ve Uğur'la' programında Yeşilçam'ın ünlü oyuncularından Hale
Soygazi hakkında iddiayı aşıp töhmet altında bırakma düzeyine
erişen ve haftalarca 'reyting sağılan' olaya ilk tepki koyan
kişiydim. Bu konuda köşemde üç ayrı yorum kaleme aldım ve
ilgilileri uyardım. Ardından Hıncal Uluç ağabeyim de devreye girdi,
iki yazı da o yazdı. Buna rağmen 'miş-mış'tan ibaret iddia ve
suçlamalar ekranda uçuşmaya devam etti. Nihayet geçen hafta RTÜK
(Radyo Televizyon Üst Kurulu) devreye girip programa en üst
seviyeden para cezası kesince, kameralar önündeki bu garabete son
verildi. Şimdi, Hale Soygazi'nin oğlu olduğunu iddia eden Murat
Şar, mahkemeye başvurup DNA örneği vererek iddiasını hukuk yoluyla
kanıtlamaya çalışacak.
Peki ama neden ille de RTÜK'ün sopa göstermesini bekliyoruz? Neden
'iddia' kisvesi altında özel hayatlara gereken saygıyı
göstermiyoruz? Neden reyting uğruna topluma mal olmuş kişilerin
mahremiyetini ayaklar altına alıyor, onlarla birlikte ailelerini de
töhmet ve utanç altında bırakıyoruz? Üstelik, yöntemin yanlış
olduğu gazete köşelerinde 'uyarı' yazılarıyla ortaya konulmuşken,
neden ısrar ediyoruz? Reyting uğruna ya Rab, daha ne güneşler
batacak?
Bu çağda televizyona hâlâ RTÜK cezalarıyla çekidüzen verilmesini
görmekten mutlu olduğumu sanmayın. Ama siz sürekli kırmızı ışıkta
geçmeyi alışkanlık haline getirirseniz, bir gün bir kavşakta kamyon
altında kalmaktan kurtulamazsınız.