Yıllardır bu köşeyi takip edenler bilir, TRT'yi severim, sayarım
ve itiraf edeyim ki biraz kayırırım. Çünkü o ekranın karşısında
büyüdüm. İçimdeki televizyon ateşini yakan ve beni bu sektörde
kalem sallamaya hazırlayan okuldur TRT... Ama tabak (deri ustası),
sevdiği deriyi yerden yere vururmuş. Ben de kurumun eksik ve
yanlışını gördüğümde yine onların yararına eleştirmekten geri
durmam.
TRT, Katar'daki Dünya Kupası'nın ihtişamına eşlik edecek bir
yayıncılık yapamıyor. Özellikle de pek çok maçın Katar'dan değil de
stüdyolardan anlatılması, izleyiciyi fena halde rahatsız ediyor.
Geçen hafta maçı stüdyodan anlatan TRT spikeri Levent Özçelik'in
çaresizlik içinde kurduğu cümleyi sizlere aktarmıştım: "Bizler
Ronaldo'nun gol sevincini izlerken oyuncu değişiklikleri yapılmış
olabilir."
TRT, Katar'a sadece üç maç spikeri göndermiş. Yayınlayacağı 46
maçın sadece 13'ünü Katar'dan canlı anlattırmaya karar vermiş. Geri
kalan 33 maç ise off-tip denilen seslendirme odalarında monitördeki
görüntülere mahkum spikerlerin sesinden...
Oysa Katar, TRT'ye büyük bir ayrıcalık yapmış, maç yayın hakkını
tüm dünyaya yayın yapan televizyonlar arasında bir tek ona
vermişti. Bu lüksü kullanmak...