15 Temmuz'un ikinci yıldönümünde milli hislerimiz şelale olmuş, yollara akıyordu. Dünyaya emsal olacak muazzam bir demokrasi direnişinin ne büyük bir zafer olduğunu, nasıl bir yıkım ve işgali önlediğini, ülkemizin nasıl uçurumun kenarından döndüğünü aslında daha yeni yeni idrak ediyorduk.
O gecenin gizli görüşmeleri, belgeleri, olayları bir bir gün yüzüne çıkarken, 'milletçe neyi başardığımızı', nasıl bir melaneti alt ettiğimizi daha iyi anlıyorduk.
Bu idrak aşamasında atv, a Haber, a News ve TRTRT'nin son derece önemli bir rolü vardı.
Hafta sonu yaptıkları şahane yayınlarla hem Çanakkale ruhunu canlı tuttular, hem de şehitlerimizin ruhunu şâd edip gazilerimizi onurlandırmasını bildiler. Ben de yıllardır büyük bir demokrasi mücadelesi veren grubumun televizyonlarını izlerken, bu ordunun bir neferi olmaktan büyük gurur duydum. atv, a Haber ve a News'un hafta sonu ortak canlı yayınla ekrana getirdiği görüntüler tek kelime ile kusursuz bir çalışmanın ürünüydü.
Her şey günler öncesinden titizlikle planlanmış, teknolojinin en son olanakları seferber edilmişti. Sadece İstanbul'daki Kısıklı ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndekiler değil, Türkiye'nin dört bir yanından onlarca muhabirin anı anına naklettiği izlenimlerle bu büyük coşku ve vakur anma görüntüleri, kendini vatanperver hisseden herkesi duygulandırdı, mest etti.
TRT 1'de cumartesi izlediğim 'İşgal Girişiminden Dirilişe: 15 Temmuz'un Anatomisi' belgeseline ise tek kelime ile hayran kaldım.
Beni lütfen bağışlasınlar, yapım firması Piar Dna'nın adını ilk kez o jenerikte gördüm.
Ama asırlık prodüksiyon firmalarına taş çıkartan kusursuz bir belgesel/drama hazırlamışlar.
Bu vesile ile yapımcı Cemil Yavuz ve yönetmen Ahmet Toklu başta olmak üzere bu eseri kazandıran tüm ekibe; bir televizyon eleştirmeni olmaktan ziyade sade bir vatandaş, bir yurtsever olarak şükranlarımı sunuyorum. Örneğine çok az rastlanacak bir emek/ yoğun çalışma ile gerçek görüntüleri, drama sahneleri ile müthiş harman edip son derece etkileyici metinlerle birleştirerek ortaya gerçekten de bir 'destan' çıkarmışlar. Naçizane önerim, cumartesi günü öğleden sonra TRT 1'de ekrana gelen bu eşsiz yapımın, seçilecek bir günde, kurumun tüm kanallarında ve prime time kuşağında 'ortak yayınla' yeniden ekrana getirilmesi.
Medyanın 15 Temmuz 2016 gecesi takındığı ortak asil tavır ve dik duruş gerçekten de her türlü takdire değerdi. Ancak bu 'birlik' tek gecelik olmamalı. Hafta sonu 15 Temmuz için özel yayın yapmayı aklının ucundan bile geçirmeyen televizyon kanalları gördüm. Kimileri de birkaç hamasi sinema filmi ya da dizi bölümüyle 'dostlar alışverişte görsün' tavrı takındılar.
Unutulmamalı ki; unutursak, unutuluruz... Anmazsak, anılmayız...