"Yıllardır üzerinde yetkili yetkisiz herkesin konuştuğu, ahkam kestiği, kronikleşen, kangren olan iki meselemiz var. İlki trafik... Bu ülkede hükümetlerimizin kararlı bir şekilde üzerine gittiği ve bitme noktasına gelen teröre bir şehit verdiğimiz zaman haklı olarak yüreğimiz yanıyor, ciğerimiz dağlanıyor, yazılı ve görsel basın birinci sayfadan haber yapıyor, televizyonlar ilk haber olarak giriyor. Cenazelerine askeri ve mülki erkan katılıyor.
Tabii katılacaklar, tabii gereken ilgi ve saygı gösterilecek.
Peki 10 günlük bayram tatilinde trafik terörüne kurban verdiğimiz 150 trafik şehidi, 400'e yakın yaralı, yüz binlerce liralık maddi zarar ve ölçülemeyecek boyuttaki manevi kayıplar? Artık alıştık ve kanıksadık. Ancak üçüncü sayfa haberi oluyorlar.
Yapılan bütün denetimlere rağmen trafik denen bu terör hâlâ bütün boyutları ve acımasızlığı ile devam ediyorsa, demek ki eksik olan ve yanlış yaptığımız şeyler var. Akla ilk gelen, duayenimiz Hıncal Uluç'un çok çok ısrarla üzerinde durduğu gibi, kanunlarımız ve cezalarımızın yetersiz oluşu.
Uygulamalar ve denetimler az ve basit.
Merak ediyorum, bu konuda daha kaç şehit vereceğiz?
Ne zaman önlem alacağız?
Kanunlarımızı ve cezalarımızı ne zaman caydırıcı boyutlara getireceğiz? Yüce meclis ne zaman bu konuya el atacak ve çözecek?
Kangren olan ikinci konumuz; maalesef hızla ağlarını ören, büyüyen ve gelişen bir örümcek gibi ülkemizi hızla saran, kullanma yaşı 9'a kadar düşen, çağımızın en büyük belası ve korkusu uyuşturucu...
Televizyon haberlerinin verdiği resmi rakamlara göre, 2017 yılında sadece bir tek yapay uyuşturucu cinsinden ölen insan sayısı 500... Bu konuda da alınan bütün polisiye önlemlere ve çalışmalara rağmen olayın önüne geçilemiyorsa, demek ki aynen trafik teröründe olduğu gibi kanunlar yetersiz ve caydırıcı olmaktan çok uzak. Özellikle bir kanun maddesi var ki, komik ötesi... 'Ben satmıyorum, kullanıcıyım' dediğiniz anda genellikle hapis cezası almıyorsunuz. Öncelikle uyuşturucunun, en büyük belamız PKK'nın finans kaynağı olduğu düşünülürse, bu konuda da çok çok acil önlem alınması gerekiyor. Kanunlarımızın derhal zorlayıcı ve caydırıcı boyutlara getirilmesi şart. Bu konuda çok kapsamlı bir eğitim kampanyası da gerekiyor.
Bunun için de medyaya çok iş düşüyor. Sayfalarımızda ve ekranlarımızda zayıflama, güzellik, yemek, hacamat, kupa çekme, şifalı bitkiler, yarışma gibi programların yüzde 20'si kadar uyuşturucu konusuna yer verilse çok faydalı olacağına inanıyorum."