Çocukluğumdan beri bugünü merak etmiştim. Acaba Cumhuriyet 100
yaşına geldiğinde ben nerede, nasıl olacaktım? O kadar ömrüm olacak
mıydı? Dahası... Cumhuriyet'in o kadar ömrü olacak mıydı?..
50'nci yılda daha ilkokul öğrencisiyken düşünmüştüm bunu. Yaşarsam,
100'üncü yılda tam 60 yaşında olacaktım.
Ne mutlu bana ki yaşadım. Yaşadıkça da anladım: Ben ve benim gibi
vatan aşıkları oldukça Cumhuriyet de ilelebet payidar
kalacaktır!..
Bugün ne kadar tören yapsak da bu milletin bir asırda
başardıklarını anlatamayız. Zaten Cumhuriyet de sadece tören
yapmakla, bayrak sallamakla, nutuk atmakla kutlanmaz. Cumhuriyet,
Aziz Atatürk'ün ayak izlerine basarak, onun gösterdiği muasır
medeniyetler seviyesine ne kadar yaklaştığımızı idrak ederek
kutlanır.
mhuriyet'in 50'nci yılında etrafıma baktığımda beni gururlandıracak
sadece Boğaziçi Köprüsü vardı. Peki ya şimdi? İstanbul'un iki
yakası üç köprü ve bir tüp geçitle bir araya geldi. 1915 Çanakkale
Köprüsü ve Osman Gazi Köprüsü ile birlikte yollar kısaldı, ömürler
uzadı. Anayurdu duble yollarla ördük dört baştan. Otoyollar,
viyadükler, tüneller, barajlarla çağ atladık. Hızlı trenlerle
şehirleri birbirine yaklaştırdık....