Bunca vahşetin, dehşetin, ihanetin orta yerinde Cumhurbaşkanlığı
Kültür Sanat Büyük Ödülleri, Ankara'nın karları arasından adeta bir
kardelen gibi başını göğe uzattı.
Bu yıl terör nedeniyle pek çok ödül organizasyonu, şenlik, festival
iptal edilmişti. Ama Cumhurbaşkanlığı, Atatürk'ün 'Sanatsız kalmış
bir milletin hayat damarlarından biri kesilmiş demektir' sözünün
altını çizercesine, en 'kritik' günlerde bu ödül organizasyonunu
tertiplemekte bir an bile tereddüt etmedi.
Böylece, hem kültür ve sanata verilen önem vurgulanmış oldu, hem de
'Tüm olan bitene rağmen. hayatımızı normal akışında devam
ettirmeliyiz. Hele hele kültür ve sanatı asla ihmal etmemeliyiz'
mesajı en yüksek notadan verildi. Geçen yıl olduğu gibi, bu son
derece önemli töreni izlemek üzere, Cumhurbaşkanlığı'ndan gelen
özel davete icabet ederek başkente gittim. Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi'ni 15 Temmuz'da gazi olduktan sonra ilk ziyaret edişimdi.
Tıpkı TBMM binası gibi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de halk nezdinde,
demokrasi yolunda gazilik mertebesine erişmişti. Bu haliyle gözümde
değeri bir kat daha arttı. Hem görkemi, hem zevkli dekorasyonu, hem
de geleneksel Türk mimarisine uygunluğu ile bir kez daha
hayranlığımı kazandı.