Hıncal ağabeyin her gün köşemi satır satır okuyup mercek altına alması, çoğunlukla eleştirip, zaman zaman da övmesi hoşuma gitmiyor değil. Öyle ya, bir meslek duayeni beni okuyor, ciddiye alıyor, köşesinde yazılarımı analiz ediyor. Daha ne isteyeyim? Üstelik onunla bu köşeden fikir tokuşturmak da bana büyük keyif veriyor.
Hıncal ağabey bu kez de benim "O savcıyı alnından öpüyorum" başlıklı yazıma takılmış. Önce metroda, sonra caddede, ardından sığındığı mağazada bir genç kadını adım adım izleyen, sonra da işi daha da ileri götürüp hem sözlü hem fiziksel tacizde bulunan adamla ilgili tutuklama kararı veren savcının yanlış yaptığını söylemiş. Hatta bu tacizciyi bir güzel savunmuş. Demiş ki, "Kızları takip etmek bizim ata sporumuzdur, ne var bunda?.." Ayrıca "Yüksel, yazısının gerekçelerini anlatsın da öğrenelim" demiş.
Aslında cevap, yukarıdaki satırlarımın arasında gizli Hıncal ağabey... Kız, karakolda verdiği ifadede tacizin sözlü kalmadığını, fiziksel tacize kadar uzandığını belirtmiş. Sanırım bu ayrıntıyı kaçırdın.