Yusuf Girayalp Atan Milat Gazetesi

Yeni Dünya Yeni Düzen

Küresel finans krizinin üstünden dokuz yıl geçmesine rağmen etkilerinin hâlâ devam etmesi yapısal sorunların henüz çözülemediğini gösteriyor.Birleşmiş Milletler Üniversitesi Dünya...

10 Temmuz 2017 | 146 okunma

Küresel finans krizinin üstünden dokuz yıl geçmesine rağmen etkilerinin hâlâ devam etmesi yapısal sorunların henüz çözülemediğini gösteriyor.

Birleşmiş Milletler Üniversitesi Dünya Kalkınma Ekonomisi Araştırma Enstitüsü'nün 57 ülke için 1970-2003 dönemine ait Gini katsayılarını hesapladığı panel çalışmasında ortaya konmuştur ki; 1980 sonrasında hızla artan küresel kapitalist sistemin ardından dünya genelinde ortalama kişi başı gelirde bir artış olsa da gelir dağılımı adaletsizliği hızla artmış, zenginler daha zengin, yoksullar daha da yoksul hale gelmiştir.

Yine 1980 sonrasında yaygınlaşan küresel kapitalist sistem ile birlikte kapitalizmin tüketim çılgınlığı kültürü de küreselleşmenin etkisiyle yaygınlaşmış bu durum üretimin artmasına, üretim artışı da daha çok yer altı ve yer üstü kaynak ihtiyacına neden olmuştur. Tüketim ve üretim çılgınlığı dünya üzerindeki yer altı ve yer üstü kaynaklarının hızla sömürülmesine yol açmıştır. Kendi bölgelerindeki kaynakları hızla tüketen “Batı dünyası” kendilerine göre güçsüz ve zayıf olarak gördükleri ülkelerin kaynaklarını kullanmak için çeşitli bahaneler üretmiş ve askeri veya siyasi güçleriyle bu ülkelerin kaynaklarını kendi üretimleri için kullanmaya başlamışlardır. Terör, savaş, yoksulluk ve kıtlık yaşayan ülkelerin vatandaşları daha iyi bir yaşam umuduyla batı ülkelerine göç etmeye başlamış böylece ülkelerin demografik yapıları da bozulmaya başlamıştır.

Bu durum “Batı Dünyası”nın bekasını tehdit etmeye başlamıştır. 4. yüzyıl ile 6. yüzyıl arasında Orta Asya'dan Avrupa'ya yapılan ve Kavimler Göçü, tarihin en büyük imparatorluklarından olan Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasına neden olmuş nihayetinde göçlere dayanamayan Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında yıkılmıştır. Bugüne baktığımız zaman küresel göç hareketlerinin sadece savaş ortamının yaşandığı Ortadoğu coğrafyasından olmayıp aynı zamanda Afganistan, Pakistan, Hindistan gibi Asya ülkelerinden ve Afrika kıtasından da kaynaklandığını görüyoruz. Göç hareketlerinin baskısı altında olan AB çözümü Türkiye ile geri kabul antlaşması imzalayarak bulmaya çalışmıştır.

Küreselleşmenin ideolojik temellerinden olan özgürlük ve insan hakları sloganları sebebiyle ilk dönemlerde batı ülkelerine sığınan insanlara ciddi bir karşı çıkış olmasa da 2008 küresel finans krizinin ardından ekonomik problemler yaşayan ve ekonomik çıkarlar sebebiyle bir arada olan başta AB ülkeleri olmak üzere batı dünyasında mültecilere karşı bir tavır oluşmaya başlamıştır. ABD ve AB ülkelerinde gerek ulusçu siyasilerin gerekse basın ve medyanın algı operasyonlarıyla ırkçılık artırılmış, kapitalizmin neden olduğu terör ve göç problemini İslam ve terör kelimelerini yan yana getirerek örtbas etmeye çalışmışlar ve çalışmaktadırlar.

Güç savaşı

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dünya Değişirken Yapılması Gerekenler... 03 Eylül 2018 | 6.832 Okunma Yüz Yılın Fırsatı 27 Ağustos 2018 | 86 Okunma Artık yüzyüzeyiz 20 Ağustos 2018 | 4.574 Okunma Türkiye’nin bazı gerçekleri 13 Ağustos 2018 | 369 Okunma Enflasyon sorunu nasıl çözülür? 06 Ağustos 2018 | 2.467 Okunma