Türkiye, boyutlarını henüz kavrayamadığımız çok büyük bir saldırıyla karşı karşıya.
Batılılar, yüz yıl önce bitiremedikleri işi şimdi bitirmek istiyorlar: Kurtlar Sofrası yeniden kuruldu; Türkiye'nin, önce iç savaşın eşiğine sürüklenmesi, sonra parçalanması ve yutulması oyunu sahneye konuldu!
Batılılar, nasıl Endülüs'ü tarihten sildilerse; şimdi de bizi aynı şekilde bu topraklardan sürmek ve tarihten silmek için Türkiye'ye karşı içerden ve dışardan çok yönlü, kapsamlı ve büyük bir saldırı başlattılar!
Bu saldırıyı püskürtmek zorundayız.
Bu yazıda nasıl bir saldırıyla karşı karşıya kaldığımızı gözler önüne sermeye, yarınki yazıda da bu saldırıyı nasıl püskürtebileceğimize dâir uzun soluklu önerilerde bulunmaya çalışacağım.
KARŞI KARŞIYA KALDIĞIMIZ SALDIRININ BÜYÜKLÜĞÜNÜ FARKEDEMEMEK VE UMURSAMAMAK!
Türkiye'nin içerden ve dışardan ne denli büyük bir saldırıyla karşı karşıya olduğunu farkedemeyen ya da umursamayan kesimler var bu ülkede hâlâ!
Karşı karşıya kaldığımız tehlikenin büyüklüğünü farkedemeyenler, şimdilik büyük sorun olarak görülmeyebilir.
Ama Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinin en büyük, en ürpertici ve geleceğimizi tehdit eden bir saldırıyla karşı karşıya kaldığı zorlu bir zaman diliminde, bu saldırıyı umursamaz gibi hareket eden kesimleri, bunun bedelini hiç bir zaman ve hiç bir şekilde ödeyemezler!