Her şeyin allak bullak olduğu, kültür’ün, medyanın ve gençliğin hızla çözüldüğü bir ânda, Allah (cc) imdadımıza yetişti tam zamanında. Üstelik de, ölüp ölüp dirildiğimiz Türkiye’nin en uzun gecesinde, ürpertici bir şer’den diriltici bir hayır halketti.
Önce bir kasırga esti o karanlık 15 Temmuz gecesinde... Her şeyi silip süpürebilecek bir tsunami.
Sonra Rahman ve Rahîm olan Allah (cc) yardımını esirgemedi. Kasırgayı dindirdi, rüzgâra dönüştürüverdi; diriltici bir rüzgâra hem de... Millet, kendini keşfetti; farkını farketti...
İşte bu rüzgârın kalıcı bir ruha dönüştürülmesi gerekiyor şimdi. Bizi bekleyen en büyük mesele, bu.
Bu rüzgâr, kalıcı bir ruha nasıl dönüştürülecek peki?
15 Temmuz işgal ve darbe girişimi üzerine yazdığım bir yazımı yıldönümü münasebetiyle sizlerle yeniden paylaşıyorum.