28 Şubat üzerinde etraflıca ve derinlemesine düşünmemiz gerekiyor: Ancak o zaman 28 Şubat darbesinin bu toplumun İslâmî kimliğine de, geçmiş ve geleceğine de nasıl büyük darbe vurduğunu görebilmek mümkün olabilir. Bu konuda yaptığım bir tefekkür çabamı sizlerle paylaşıyorum…
Türkiye, iki asırdır çok büyük travmalar yaşıyor...
İki asırdır, bu ülkede “ipler”, bu ülkenin has çocuklarının elinde değil -hâlâ!
Türkiye, Fırat Kalkanı’yla birlikte bağımsızlığına kavuşma yolunda ilk tarihî adımı attı. Ama yolun başındayız henüz...
Tanzimat’tan 28 Şubat’a kadar bu toplum, dışardan dayatılan, içerde celladına âşık elitler tarafından uygulanan travmatik ameliyatlarla hizaya getirilmeye, “adam edilmeye”, ehlileştirilmeye, mankurtlaştırılmaya çalışılıyor...
200 yıllık adına modernleşme denen tarihimiz esas itibariyle Türkiye’nin içerden teslim alınması tarihidir; dışardan fiilen sömürgeleştirilemeyen bu toplumun içerden zihnen sömürgeleştirilmesi, epistemik / zihnî köle yapılması serencamıdır.