Depremde Anadolu ruhu’nun nasıl fışkırdığını yazmaya devam ediyorum…
Anadolu ruhu, bu topraklarda İslâm’ın kardığı mayanın eseri,
akılla kalbin meyvesi, kemâl merdivenlerini hâl ehline özgü fiil ve
davranışlarla tırmanan bilge bir insan tipi yeşertir.
“Anadolu irfanı” deriz bu bilge insan tipinin ferasetli,
basiretli tavır, davranış ve öngörülü, incelikli hâllerine.
Kendini düşünmez önce.
Önce kardeşini düşünür. Başkalarını.
Başkası, başkaları yoktur aslında Anadolu ruhunun köksaldığı
topraklarda; aksine, aynı havayı soluyan, aynı gökkubbenin
altında yaşayan, gönülden gönüle b/akan “ırmaklar”, gönüldaş
olmuş yürek insanları vardır.
Böyledir bu.
ANADOLU RUHUNUN SERENCAMI: ŞUURUN ŞİİRE DURMASI
Anadolu ruhu, diğergâm insanların tohumlarını eker her dem, her
dâim. Cefakâr, fedakâr ve vefakâr serdengeçti güzel insanların.
Anadolu ruhu, şuurun şiire durmasıdır, bir türkü tutturmasıdır,
bir şarkı olup çıkmasıdır, bir hakikat şarkısı, bir Yunus
nefesi.
Anadolu ruhu, yürek ülkesi inşa eder, yürek ülkesinin çocuklarının
tohumlarını ekmek için…
Yürek ülkesinin çocukları, nefes alır, nefes verir ve nefes
olurlar bütün insanlığa ve varlığa. Onların görevi nefes
olmaktır. Onların kaderleridir bu sanki: Onlar nefes
olmasa, onların nefesi olmasa, dünyadan ruh çekilecekmiş gibi
hisseder o nefesi soluyanlar. Onların nefesi kesildiğinde, dünyadan
ruh da çekilir ve dünya cehenneme çevrilir. İşte Anadolu
ruhunun âbidevî eseri Osmanlı, bunun en sarsıcı
göstergesidir.
Osmanlı ruhu, Anadolu ruhunun zirvesidir, insanlığa kol kanat
geren, adaletin, merhametin, silmin ve selâmetin timsali.
Anadolu insanı, Osmanlı’yı yitirdi ama bu diriltici,
kanatlandırıcı, herkese, özellikle de mazluma, kimsesize, yardıma
ihtiyaç duyana, elinden tutulması gerekene kol kanat gerici
ruhunu yitirmedi.
Bu ruh, bizim medeniyet köklerimiz kurutulsa da, yok edilmeye
çalışılsa da, bizim genetik kültürel kodlarımızda kayıtlı,
nakşedilmiş durumda. Bizi biz yapan, bizi, bu ülkenin çocuklarını
gönül insanı, gönlü yüce insan, bilge insan yapan bu aziz ve leziz
ruhun yok edilmesi o kadar kolay değil. Bu ruhu aşacak çapta,
kalibrede, ölçekte bir insanlık modeli, henüz geliştiremedi, bundan
sonra da geliştirilebilmesi pek mümkün değil.
Anadolu ruhu, Anadolu insanını hem bilge yapan hem
de serdengeçti yapan çift kanatlı bir
kuş gibidir. Bilge özelliği irfanî derinliğinden gelir,
serdengeçti özelliği tarihî derinliğinden.
İrfanî derinliği ile zamanı ve mekânı aşan bir ruha, bir
umuda, aşkın bir yurda sahip olur.
Tarihî derinliği ile de zamanda ve mekânda karşısına çıkan
engelleri aşan bir kabına sığmazlığa, bir direniş, diriliş ve
varoluş ufkuna.
İrfanî derinlik ile tarihî derinlik bu toplumun derin manevî ve
maddî yapılarını oluşturur. Derin yapıları ayakta tutar ve
ayağa kaldırır bir toplumu.
Bir toplumun ruhunun kaynağını oluşturan derin yapıları, zor
zamanlarda bütün imkânlarıyla harekete geçer, zor zamanlarda ortaya
çıkar hatta yerinden fışkırır adeta.
DEPREM BÖLGESİNDE KARIŞ KARIŞ ANADOLU RUHU’NUN İZLERİNİ
SÜRMEK…