https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac
Telefonun icadı büyük bir ihtiyacı giderdi. Graham Bell, iletişimi 1800’lerin sonunda bir anda iletilir hale getirerek gözün alamayacağı mesafeleri anlık olarak aldırdı. Ancak internetin icadı çağın insanları için “sıçrama” etkisine neden oldu. Milyarlarca kişi aynı anda tarihin akışının ve zamanın üzerinden sıçradık adeta. Kontrolsüzlük, sınırsızlık ve bilinçsizlikle kaydedilen bu ilerlemede ne denli savunmasız olduğumuz ise yeni yeni görülüyor, konuşuluyor.
Her daim bağlı (çevrimiçi) olma durumu bağımlılıkları da tetikledi. Büyük açıklar verdirdi. Bir süredir sanal kumar, oyun, sosyal medya ve bir bütün olarak ekran bağımlılığın korkutucu verileri konuşuluyor. Gidişat hiç iyi değil. Bugün tartıştığımız büyük sorunların birkaç yıl sonra gündeme gelmemesi bile söz konusu. Çünkü insanlık zihnen ve fikren uyuşmanın emarelerini gösteriyor. Bu durumda sorunlarımızı kim tartışacak?
Yukarıdaki satırlar benim şahsi gözlemlerim ve ben de bir ekran bağımlısıyım. Çünkü ekran sürem 4 saatin üzerinde. Uzmanlar, bu sürenin günlük uyanık kalınan zamanın yüzde 20’sini aşmaması gerektiğini söylüyor. Bu da bir yetişkin için ortalama 3 saat ediyor
Peki nasıl çıkacağız bu dipsiz kuyulardan? Neyse ki Yeşilay var! Bunu açık yüreklilikle yazıyorum. Dijital ekosisteme, küresel dayatmalara ve tüketim çılgınlığına karşı, insanlığın en büyük “meydan savaşını” vermek için sokaklara indiler. Geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanlığı öncülüğünde “Bağımsızlık Seferberliği” başlatan Yeşilay’ın elindeki veriler ise gerçekten dehşete düşürüyor. Bizlerin sebep olduğu grafikler, aklı başında her insanın uykularını kaçırmaya yeterli. Yazının bundan sonraki bölümünde önce bazı bilgiler aktaracağım sonra da Yeşilay Başkanı Mehmet Dinç’in yaptığımız söyleşideki tespitlerini okuyacaksınız.