Bütün/lük fikrinin parçalanarak yitirildiği, parça’nın fetişleştirilerek kral tahtına yerleştirildiği “pornografik” / ayartıcı bir çağda yaşıyoruz.
Oysa bu, hayatı anlamsızlaştırmaktan ve anlama, kavrama, hikmet sahibi olma yetilerimizi kötürümleştirmekten başka bir işe yaramıyor. Böylelikle bir olguyu, bir durumu, bir bütün olarak algılayabilmemiz de, anlayabilmemiz de güçleşiyor.
Bütün/lük fikri, bir “şey”in, bütün yönleriyle kavranabilmesinin yegâne şartıdır. Bir şeyin özünü, kökünü, aslını idrak edebilmek, görebilmek, bütünlük fikrine sahip olabilmekle mümkün: Bir şeyin özü kavranmadan, hiçbir yüzü hakkıyla kavranamaz çünkü.
PARÇA-BÜTÜN İLİŞKİSİ
Parça-bütün ilişkisi, kesret-vahdet ilişkisidir aslında. Bütün varsa, parça da vardır zaten....