Mehmet Akif Ersoy’un hayat hikâyesi, bu ülkenin yaşadığı ya da bu ülkeye yaşatılan bütün savrulmaların ve travmaların, umutların ve korkuların, direnişlerin ve diriliş gayretlerinin hikâyesidir. Bizim trajedimizin sarkastik boyutlar kazanan umut dolu, her şeye rağmen umudunu yitirmeyen hüzünlü, acıklı bir hikâyesi…
Mehmet Akif’in hikâyesi yok oluş mevsiminde destansı bir direnişin ve gelecek vadeden zorlu bir dirilişin hikâyesi…
Üç kıtadan nefes alan, üç kıtada derin izler bırakan, dünyayı avucunun içine alarak haykıran, nefesi bütün kıtalardan iz taşıyan, ruh taşıyan bir medeniyet öncüsünün ve savaşçısının ölüm kalım hikâyesi. Nerede olursa olsun, bütün zorluklara göğüs germesini, bütün zorbalıklara direnmesini bilen bir inanmış ve adanmış adamın hikâyesi.
Mehmet Akif, aşkın, tutkunun ve inancın şairidir. Zamanları ve mekânları aşan bir hakikat aşkının, kabına sığmaz bir hakikat tutkusunun ve bütün varlığa kol kanat geren, bütün varlığı duyan, koruyup kollayan, çağları aşan çağlaya çağlaya akan aziz, leziz büyük bir inanç ırmağının şairi.
Akif, inanmış ve adanmış bir adamdı: İnancının ve adanmışlığının şiddeti ve derecesi o kadar yüksekti ki, bütün...