Çağımız güya “kültür” çağı: İletişim ve bilişim endüstrisinden film, televizyon, sanat, eğlence, spor ve kültür endüstrisine kadar kadar “kültür”, çağın dinine dönüşmüş durumda.
“Kültür” sözcüğünü özenle ve özellikle tırnak içine alarak kullanıyorum. Çünkü kültürü de yok eden bir “kültür”den sözediyoruz.
Doğru tanımlama şu aslında: Çağımız “kültür” çağı değil, “kültürel”in hâkim olduğu çağ; her şeyi kültürleştirerek kültürü de yutan bir ağ.
Kültür, en netameli kavramlardan biri: Kültürel ise kültür’den de netameli.
Kültür, kabaca, bir hayat tarzı, bir duyma, düşünme, duyarlık biçimi.
Kültürel ise, her şeyin kültürleştirilmesi: Siyasetin kültürleştirilmesi, ekonominin kültürleştirilmesi, dinin kültürleştirilmesi, cinsiyetin kültürleştirilmesi.