28 Şubat’ın üzerinden 21 yıl geçti; ama bu ülkede yol açtığı yıkım hâlâ sürüyor...
Ülke soyuldu; kaynakları talan edildi. Darbenin kendisi de “laiklik elden gidiyor” diye yapıldı; ülke de her fırsatta “laiklik, Kemalizm” sloganları atan tipler tarafından soyuldu.
Şunu artık herkes dürüstçe itiraf etmeli: Bu ülkede güçlerini korumak ya da güce ulaşmak için insanların tepe tepe kullandıkları aparatlardan biri laiklik, diğeri de Kemalizm olmuştur.
Bu konuyu, ülkemizin birliğe, dirliğe, kenetlenmeye ihtiyaç hissettiğimiz kritik günlerden geçtiğimiz şu günlerde daha fazla uzatmak istemiyorum.
28 ŞUBAT BİTTİ GÜYA; BAŞÖRTÜSÜNÜ KAZANDIK AMA “TESETTÜRÜ” KAYBETTİK!
Öte yandan 28 Şubat’ın asıl yıkımı, manevî-kültürel-zihnî ve siyasî alanlarda oldu: “İrtica” diye bir heyûlâ icat edildi; hatta irtica, Milli Strateji Konsepti’nin birinci maddesine yerleştirilerek, “birinci tehdit” ilan edildi ve böylelikle toplumun İslâmî kimliği, duyarlıkları aşındırıldı; toplum hızla sekülerleşme biçimlerinin eşiğine sürüklendi; toplum sekülerleştikçe İslâmî duyarlıklarını yitirdi; sonuçta etnik kimlikler, toplumun yegâne sigortası, en geniş ortak paydası İslâmî kimliğin önüne yerleşti.