Tarihin en büyük, en yıkıcı depremlerinden birini yaşadık. Hem deprem bölgesindeki insanımızın, kardeşlerimizin yaralarını sarmak, acılarını paylaşmak, kalplerine dokunmak ve yalnız olmadıklarını hissettirmek hem de depremin ülkemizde yaptığı yıkımın boyutlarını yerinde görmek için Hikmet Çolak ve Zafer Sevil kardeşlerimle bindik arabaya ve karış karış deprem bölgesini dolaştık.
Çok büyük bir yıkımla karşı karşıya ülkemiz de, insanımız da.
Üç günlük deprem bölgesi gezimizi, incelemelerimizi tamamladık nihayet: Karışık duygularla döndük deprem bölgesinden. Tam 15 saat süren bir dönüş yolculuğu yaptık.
Depremle ilgili gözlemlerimi ve yorumlarımı pazar yazımda yazacağım. Bu yazımda, Gaziantep Nurdağı’nda ağabeyini, yengesini ve yeğenlerini kaybeden MTO’muzun (Medeniyet Tasavvuru Okulu) Urfa ekibinden ve güzide talebelerinden İsrafil Bahar kardeşimin yaşadığı acıyla ilgili kaleme aldığı sarsıcı ve etkileyici bir metni sizlerle paylaşmak istiyorum.
***
“İçimde deli fırtınalar kopar, kalbim sarsılır, çatırdar yüreğim seni ararken yağmurlu, buz gibi havada bir yığın beton arasında. Belki şimdi...