Önce İzmir’de, sonra Edremit’te yaşanan çarşafın aşağılanması hâdisesi, öyle kolayca geçiştirilecek bir hadise değildir.
Çarşaf, bu toplum için Nene Hatun’ar, Şerife Bacı’lar demektir. Nene Hatun’lar, Şerife Bacı’lar ise, o kavurucu kış mevsiminde, şehit kanlarıyla sulanan bu aziz vatanın leş kargalarına yem olmaması için her tür zorluğa göğüs geren, dağları, tepeleri aşarak bu ülkenin, düşmanların kirli çizmeleri tarafından çiğnenmemesi için çilekeş anaların verdiği istiklal ve istikbal mücadelesi demektir.
EMPERYALİSTLERİN YAPACAKLARINI BİZ YAPACAK İDİYSEK, EMPERYALİSTLERE KARŞI NİÇİN SAVAŞTIK PEKİ?
Biz bu toprakları kefere-i fecereye karşı niçin savunduk kanımızın son damlasına kadar?
Emperyalistlerin topraklarımızı işgal etmesine aslâ izin vermemek için, değil mi?
Emperyalistler bu toprakları işgal ettiklerinde ne yapacaklardı? Bu ülkenin değerlerini, kültürünü, tarihini, müziğini, dilini, ruhunu ve namusunu yok edip kendilerininkini dayatacaklardı, değil mi?
Maraş’ta bunu yapmışlardı. Ama cevaplarını feci şekilde almışlar ve Sütçü İmam’ların önderliğinde Maraş’tan sürülmüşler, Maraş Fransızlara mezar edilmişti.
Şimdi ise tersi dönmüş ahmaklar, bugün çarşafı aşağılıyorlar, yarın çarşaflıyı aşağılayacaklar ve bu ülkeyi çarşaflı veya başörtülü insanlara cehennem edecekler, dedim ama ettiler zaten.
Soru şu: Dün benim namusuma / örtüme, değerlerime el uzatan Avrupalı...