Yusuf Kaplan Yeni Şafak Gazetesi

Cinayetler aydınlatılırsa, çifte kuşatma yarılır, Türkiye’nin önü açılır...

Türkiye'nin yakın tarihi, cinayetler tarihidir, aynı zamanda.Menderes'le başlayan, son dönemde, ASELSAN'ın yürekli çocuklarının, Eşref Bitlis'in ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun katledilmesine kadar sürgit...

24 Şubat 2017 | 1.380 okunma

Türkiye'nin yakın tarihi, cinayetler tarihidir, aynı zamanda.
Menderes'le başlayan, son dönemde, ASELSAN'ın yürekli çocuklarının, Eşref Bitlis'in ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun katledilmesine kadar sürgit karmaşıklaşan kanlı bir tarih bu.
Eğer Türkiye, -Özal, Adnan Kahveci, Uğur Mumcu ve Hrant Dink'in öldürülmesi de dâhil- özellikle son dönemde işlenen cinayetleri, suikast girişimlerini aydınlığa kavuşturabilirse, FETÖ, PKK, DHKPC gibi ülkeyi iç çatışmanın, iç savaşın eşiğine sürüklemek için paravan olarak kullanılan terör örgütlerinin kimlerle ve nasıl çalıştığını açıklığa kavuşturabilir ve Türkiye'nin önü işte o zaman açılmaya başlar...
ÇİFTE KUŞATMA, “ASALAKLAR” VE “SALAKLAR”!
Türkiye, Tanzimat'la başlayan, Cumhuriyet'le ivme kazanan süreçte, hem dışardan hem de içerden çifte kuşatmayla karşı karşıya kaldı. İki asırlık bu çifte kuşatma, bütün hızıyla sürüyor hâlihazırda...
İliklerimize kadar yaşadığımız bu çifte kuşatmayı “paranoya” olarak nitelendirenler var bu ülkede...
Türkiye'nin iki asırlık tarihine damgasını vuran, toplumu tam ortadan “laikler-dindarlar” diyerek ikiye bölen, bizi perişan eden, birbirimize düşüren bu kuşatmaya “paranoya bu” yaftasını yapıştıran tipler, celladına âşık tasmalı çekirgelerdir yalnızca.
Bunların önde gelen isimleri, yıllardır televizyonlarda, şurda-burda cirit atan temsilcileri, ya alenen yabancı istihbarat örgütlerine çalışan “görevli, asalak tipler”dir; bunlar, son bir kaç yılda açık ettiler kendilerini; bunlardan hiç olmazsa bazılarını çok iyi tanıdı bu toplum.
Ya da bedenen burada, zihnen Batı'da yaşayan, bu toplumun ruh kökleriyle barışık olamayan, kavgaya tutuşan, bu ülkenin tarihine, kültürüne, sorunlarına Batılı perspektiflerle ve şaşı bakan, tam da bu nedenlerden ötürü, yaşadığımız iki asırlık ontolojik savrulmanın felsefî, kültürel ve siyasî temellerini kavramaktan âciz, zihnî felç geçiren “salak”, şizofren, zavallı kişiler...
TÜRKİYE, İKİ ASIRDIR NİÇİN VE NASIL KUŞATILIYOR?
Türkiye, iki asırdır içerden ve dışardan sürgit niçin kuşatılıyor peki?
Bu soruyu soracak, bu sorunun izini sürecek, bu toprakların ruhundan, ruh köklerinden beslenen bir öncü kuşağı yok bu ülkenin!
Her şeyi Batı'dan bekleyen, burada yalnızca Batılıların ürettiklerini tepe tepe tüketmekten yüksünmeyen, bu toprakların ruhunu ve ruhköklerini önce küçük gören, zamanla inkâr eden, gelinen noktada da terk eden türünün tek örneği bir entelijansiya bu!
Batı'yı da, İslâm'ı da derinlemesine bilmeyen, Batı'ya karşı platonik aşk ilan eden, özgüvenini yitiren, her şeye bu sığ, derinlemesine kavrayamadığı Batılı / seküler perspektiflerle bakan, o yüzden hiç bir şeyi tam olarak kavrayamayan ama ülkenin önünde takoz gibi duran bir entelijansiyayla hiç bir yere gidemez bu ülke -çukura yuvarlanmaktan başka...
Tarih bilinci linç edilen, zihnî felç geçiren bu entelijansiya, elbette ki, yaşadığımız çifte kuşatmayı da, bu kuşatmanın bizi içerden ve dışardan nasıl perişan ettiğini de göremez/di.
Bu ülkenin önünü açacak insanlar, hem bu ülkenin ruh köklerini özümseyen, hem de Batı uygarlığına derinlemesine nüfûz edebilen zihni açık, ufku açık öncü kuşaklar olabilir yalnızca.
Bu öncü kuşaklar geliyor yavaş yavaş da olsa...
DIŞARDAN DAYATILAN BÜTÜN REFORM GİRİŞİMLERİ YIKIMLA SONUÇLANMIŞTIR!
Dünya tarihini bin yıldır iki aktör yapıyor: Müslümanlar ve Batılılar.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kuşanmadan kuşatamazsın: İlim, İrfan, Hikmet ekseninde Medeniyet Tasavvuru Yolculuğu 18 Kasım 2024 | 177 Okunma Yahudiler Hollanda’yı nasıl dönüştürüyor? 17 Kasım 2024 | 481 Okunma Entelijansiyası olmayan bir ülke, bağımsızlığını da varlığını da sürdüremez!  15 Kasım 2024 | 259 Okunma Maarifin dirilişi: Medeniyetin kalp ve zihin yolculuğu 11 Kasım 2024 | 186 Okunma Amsterdam’da gerçekte ne oldu?  10 Kasım 2024 | 591 Okunma