Bütün Batılı emperyalistler, Türkiye'nin güneyine üşüştü.
Niçin?
İki temel nedeni var bunun:
Birincisi, Türkiye'nin, bizzat Batılı emperyalistler tarafından
tezgâhlanan 15 Temmuz saldırısını püskürtmesi ve ardından
sınır-ötesi harekâtlara girişmesi...
İkincisi, Türkiye'nin, (Erbakan'ın D-8 Projesi'yle, hatta ondan
önce Özal'ın Karadeniz İşbirliği projesiyle başlayan süreçte)
Erdoğan'ın içerde yapılan ekonomik atılımlarla, dışarıda atılan
stratejik adımlarla korunaklı bir duvar örmesi ve böylelikle hem
kendi kaderini hem de iki asırdır Batılıların kölesi olan İslâm
dünyasının kaderini Türkiye'nin bölge halklarıyla birlikte
belirleme iradesi göstermesi...
İşte iki başlık altında özetlediğim bu önemli adımlar, Türkiye'nin
tarihî yükümlülüğünü üstlenmeye, bunu da içerde ve dışarda
gerçekleştirdiği atılımlarla mazlum halkların umudu olduğunu
göstermeye başladığını gözler önüne serdi; ve bütün bunlar,
Batılıların hesaplarını, oyunlarını yerle bir etti!
TÜRKİYE'NİN GELİŞİ, BATILILARI ÜRKÜTMEYE YETTİ!
Türkiye'nin, Erdoğan'ın kararlı duruşuyla ve liderliğiyle 15 Temmuz
saldırısına karşı halkı sokaklara dökmeyi başarması ve bu asil
milletin de tankların önüne yatmakta bir an bile tereddüt etmemesi,
Batılı emperyalistlerin büyük bir şok yaşamalarına yetti.
Türkiye, bu noktaya kolay gelmedi. Bu somut adımların atılmasının
aslâ gözardı edilemeyecek çok yönlü bir arkaplanı var.
Bu süreçte, en önemli kilometre taşlarından biri, Özal'ın, Türk
cumhuriyetlerine koridor açmamıza yol açan Karadeniz İşbirliği
Projesi'dir.
Bu proje hayata geçirilmeye başlandığı zamanlarda Londra'daydım ve
İngilizlerin nasıl çıldırdığına bizzat tanık oldum.
Karadeniz İşbirliği Projesi, o zamana kadar bu ülkenin geliştirdiği
en büyük bölgesel ve küresel projesiydi. Bu projeyle birlikte,
Türkiye, ilk defa Anadolu yarımadasına hapsedilmesine yol açan
sınırlarını yıkıyor ve medeniyet coğrafyasının bir parçasına fiilen
açılma iradesi beyan ediyordu!