Koronavirüs, sadece bedenimizi sarsan bir virüs olmadı; hayatımızı da sarsan cirmi küçük ama sonuçları çok büyük bir küresel felâketin tohumlarını eken karmaşık, ürpertici bir virüs oldu.
Aslında bütün büyük salgınlarda karşılaştığımız felâket senaryosuyla koronavirüs salgınında da karşılaştık: Dünyanın dengesi altüst oldu.
The Economist dergisi, neredeyse her sayısında dünyanın postkorona sürecinde sürüklenmekte olduğu çok yönlü fekâketi kapak yapıyor.
“Alternatif Dünya Düzeni” diyor…
Nükleer savaş tehlikesine gönderme yaparak “Yeni Bir Dönemin Gelişi” diyor…
“Gıda Felâketi Kapıda” diyor…
Bütün dünyada ekonomiler engellenemez bir kriz yaşıyor, özellikle de enflasyon tavan yaptı.
Gıda tedarik zinciri alarm sinyalleri vermeye başladı…
Ekonomik göstergeler, büyük çatışmaların habercisi gibi; küresel ölçekte yaşanabilecek büyük çatışmaların…
Ekonomik kriz küresel ölçekte büyüyor, gelir eşitsizliğindeki makas sürgit açılıyor, fiyatlar her yerde kontrolden çıkıyor…
YAŞANAN, BATI UYGARLIĞI’NIN / KAPİTALİZM’İN ÇÖKÜŞÜ!
Yaşanan nedir, peki?
Yaşanan, özelde kapitalizmin, genelde Batı uygarlığının çöküşüdür.
Şöyle tepki verenler oluyor bazen: “Batı uygarlığı çöküyor, Batı uygarlığı çöküyor, diye yazıp duruyorsunuz ama bir türlü çökmedi gitti şu Batı uygarlığı!”
Bu tepki, çok sığ bir tepki.