Dünkü yazımda Batı uygarlığının, modernliğin başlangıçlarından günümüze gelinceye kadar üç tür emperyalizm biçimi ürettiğini söylemiştim:
Birincisi, ontolojik emperyalizm biçimi.
İkincisi, siyasî-coğrafî emperyalizm biçimi.
Üçüncüsü de, kültürel-zihnî emperyalizm biçimi.
İlk emperyalizm biçimi, Tanrı’ya, dolayısıyla hakikate saldırı; ikinci emperyalizm biçimi dünyaya saldırı, üçüncü emperyalizm biçimi ise insana saldırı olarak gerçekleşti.
İlk yazıda ontolojik emperyalizm biçimini enine boyuna tartıştım; burada diğer emperyalizm biçimlerini, özellikle sonuncusunu mercek altına alacağım.