Yusuf Kaplan Yeni Şafak Gazetesi

Felâketi, topyekûn diriliş imkânına dönüştürmenin yolları...

Aylardır, yıllardır Halep'te, Arakan'da Müslümanlar katlediliyor... Çocuklar katlediliyor... Kadınlar katlediliyor... Namusumuza kastediliyor... Haysiyetimizle, izzetimizle, değerlerimizle alay ediliyor! Çıldırma noktasına geldik...

09 Aralık 2016 | 596 okunma

Aylardır, yıllardır Halep'te, Arakan'da Müslümanlar katlediliyor... Çocuklar katlediliyor... Kadınlar katlediliyor...
Namusumuza kastediliyor...
Haysiyetimizle, izzetimizle, değerlerimizle alay ediliyor!
Çıldırma noktasına geldik artık!
“NEREDESİNİZ EY AŞAĞILIK İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİ?” DİYE HAYKIRMIYORUM!
Neredesiniz ey aşağılık insan hakları örgütleri?
Katledilen, tecavüz edilen, namuslarına kastedilen Müslümanlar olunca neden sesiniz çıkmaz, neden dünyayı ayağa kaldırmazsınız?
O örgütlerinizin başlarındaki “insan hakları” ifadelerini sökün atın artık!
Neredesiniz “insan hakları, özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü” diye diye katliamlarına katliam katan, dünyayı kana bulayan, Fransız sosyal teorisyen Serge Latousche'un ifadesiyle “kandan beslenerek, kan emerek yaşayan” ey aşağılık Batılı devletler, neredesiniz?
Diktatörlüklere toz kondurmayan, Sisi'lerle, Mübarek'lerle, Esed'lerle ve bilumum diktatörlerle, halklarını katleden, çocuklarını gözlerinin yaşına bakmadan öldüren, Halep gibi, Musul gibi, Bağdat gibi, Beyrut gibi o güzelim şiir-şehirlerini hayalet kentlere çevirmekten çekinmeyen, tarihe kara leke olarak geçen aşağılık zorbalarla, firavunlarla iş tutan, bu iğrenç adamları kullanarak Müslümanların canına okuyan, Müslümanlara nefes aldırmayan, sonra da insan haklarından, özgürlüklerden dem vuran, iki yüzlü Batılılar, neredesiniz?
BATILILARDAN ASLÂ MEDET UMULMAZ!
Ben de ne kadar safım değil mi?
Dünyayı dört asırdır kana bulayan, yağmalayan, talan eden, başkalarının sırtından geçinen, başkalarının zenginliklerini, tabiî kaynaklarını çalarak zenginleşen, refahın en üst düzeylerine ulaşan, sonra da insanlığa uygarlık satan, “insan hakları, özgürlükler vesaire” dersi vermeye kalkışan Batılılara, “neredesiniz?” diye soruyorum, “neden sessiz kalıyorsunuz!” diye çağrıda bulunuyorum, değil mi?
Olacak iş mi?
Dünyanın kanını emenlere, neredesiniz, neden sessiz kalıyorsunuz, diye çağrıda bulunulur mu?
Elbette ki değil.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tefekkürün hür kalesi: Bilginin hıfzı 22 Kasım 2024 | 109 Okunma Kuşanmadan kuşatamazsın: İlim, İrfan, Hikmet ekseninde Medeniyet Tasavvuru Yolculuğu 18 Kasım 2024 | 177 Okunma Yahudiler Hollanda’yı nasıl dönüştürüyor? 17 Kasım 2024 | 482 Okunma Entelijansiyası olmayan bir ülke, bağımsızlığını da varlığını da sürdüremez!  15 Kasım 2024 | 260 Okunma Maarifin dirilişi: Medeniyetin kalp ve zihin yolculuğu 11 Kasım 2024 | 187 Okunma