2500 yıllık Batı uygarlığı, özlü bir şekilde özetlemek gerekirse, Atina’da kuruldu, İskenderiye’de dağıldı, Roma’da toparlandı ve iki asır önce, sanayi devrimleriyle birlikte Londra’da yeniden kuruldu.
İNSANIN EKONOMİYE İNDİRGENMESİ: CEHENNEMDE BİR MEVSİM’İN HABERCİSİ
Kapitalizm, Batı uygarlığının son evresi.
İngilizler, ekonomi-politik bir devrim gerçekleştirdiler: İnsanı, ekonomiye indirgediler; homo-economicus (ekonomik-insan) denen, insanın aşağılanmasından başka bir anlam ifade etmeyen maddeyi kutsayan din-dışı bir düzen inşa ettiler.
Bu kapitalist düzene, en güçlü ekonomi-politik eleştiriyi Marx yaptı: Dinin, önce, ruhsuz dünyanın ruhu olduğunu, ardından da, kapitalist düzenin dini, kitlelerin afyonuna dönüştürdüğünü, insanı metalaştırdığını söyledi.
En güçlü sosyolojik eleştiriyi Weber yaptı: Modernliğin, ürettiği ruhsuz, mekanik, rasyonalist dünyayla, insanı “demir kafes”e tıkadığını, bunun da, özgürlük kaybı ve anlam krizinin yaşanmasına yol açtığını hatırlattı.