Son yıllarda Diyanet'e karşı sistemli bir operasyon yürütülüyor: Aynı anda eşzamanlı olarak farklı odaklar tarafından yürütülen bir operasyon bu.
Amacı aynı bu operasyonların hepsinin de: Diyanet'i yıpratmak. Sonra da işlevsizleştirmek ve bitirmek!
DİYANET'İN KONUMU
Türkiye'nin en saygın kurumu Diyanet oysa. Toplumun bütün kesimlerini -her şeye rağmen- birleştiren, bütünleştiren ve birbirine kenetleyen tek kurum bu!
Diyanet, bu gücünü, elbette ki, 30 küsur etnik unsurun yaşadığı bir ülkede bütün farklılıkları İslâm'ın sunduğu kardeşlik ve selâm yurdu fikrini temsil eden temsil kabiliyetine borçlu.
Diyanet'in “Sünnî İslâm'ı” temsil ettiği gerekçesiyle hedef tahtasına yatırılması, hedef şaşırtmaya dönük siyâsî ve ideolojik bir “saldırı” aslında.
Bir “laik devlet” kurumu olarak Diyanet'in farklı mezhepleri -burada Aleviliği- temsil etmediği eleştirisi, ciddiye alınabilecek ve tartışılabilecek bir eleştiridir.
Burada zaman zaman bu çerçevede yüksek sesle dillendirilen eleştirilerin dayandığı argüman şu: “Diyanet, laik devletin laik bir kurumudur; laikliğin üstünde bir rol oynayamaz.”
DİYANET'İ KİLİSE GİBİ GÖRMEK TEHLİKELİ!