İslâmcılık konusunda kafamız çok karışık. İslâmî kesimler bile
“İslâmcılık”tan nefret ettirilme noktasına getirildiler
neredeyse... Çok tehlikeli bir şey bu!
Oysa İslâmcılık derken, bütün İslâmî kesimler kastediliyor,
meselenin özü bu.
Bazı İslâmî kesimler de “biz İslamcı değiliz!” diye bangır bangır
bağırıyorlar.
Oysa hedef kendileri.
Büyük bir zihnî çöküş, körleşme, felçleşme hâli bu.
Bu bir FETÖ projesidir. Küresel sistemin FETÖ'ye ihale ettiği
iğrenç bir proje!
Zokayı yutmak üzereyiz. Aklımızı başımıza devşirelim lütfen.
İSLÂMCILIK, İSLÂM'IN OMURGASI VE SİGORTASIDIR
İslâmcılık konusunda çok büyük hata yapıyoruz. “-cılık” ekinden
ötürü, “İslâmcılık” kelimesi sevimsiz, hatta itici geliyor. Bu
doğru.
Ama şunu aslâ unutmayalım: İslâmcılık, Türkiye'de de, İslâm
dünyasında da İslâm'ın omurgası ve sigortasıdır.
Abdülhamid İslâmcıdır.
Cevdet Paşa, Said Halim Paşa, Bediüzzaman, Necip Fazıl, Sezai
Karakoç, İsmet Özel, Nuri Pakdil İslâmcıdır.
İslamcılık, İslâm'la kurduğumuz ilişkinin aslî mi, arızî mi,
doğrudan mı dolaylı mı olduğuna karar verdiğimiz “yer”dir. Burası
önemli.
Ulusçuluk, liberalizm, vb bütün yönelimler üzerinden İslâm'la
kurulan ilişki arızî ve dolaylıdır.
Batılılar, İslâm'ı 1980'lerde “siyasal İslâm”a indirgediler.
2000'lerde teröre indirgeyerek, İslamcılığı ideoloji haline
getirdiler. Bu kabul edilemez.