Bu sene çok güzel bir Ramazan rüzgârı esiyor. Maneviyatı yüksek bir Ramazan havası. Ramazan’ın bu diriltici, kardeş kılıcı atmosferi, ülkemizin birliğini ve dirliğini daha bir pekiştiriyor. Farklı toplum kesimlerinin birbirlerine daha şefkatle, merhametle, kardeşâne duygularla yaklaşmasına imkân tanıyor.
Ramazan’ın zirvesi bugün: Bir Kadir gecesine daha eriştik hamdolsun. Bu yazıda Kadir gecesine, anlam dünyasına biraz derinlemesine bakmak ve çağın boğucu ağlarından çıkış yolunun nerede olduğunu göstermek istiyorum.
Bugün, ayartıcı yeni-paganizm ve yeni-barbarlık biçimleri, neo-seküler kapitalist kültürel formlar aracılığıyla hayatımızın her alanına derinlemesine nüfûz ediyor. Ve dünyamızı yaşanılamaz bir çatışma, işgal, sömürü, zulüm ve tecavüzler arenasına dönüştürüyor…
Çıkış yolu olarak da insanlığı hızın, hazzın ve tüketimin kölesi hâline getirmekte buluyor: İnsanlığın nihilizmin eşiğine sürüklenmesi demektir bu: Güle-oynaya intiharı yani!
İşte tam böylesi bir ontolojik felâket çağında, her tür putu yere seren, insana gerçek özgürlüğünü veren Kur’ân’a ufuk ve zihin açıcı bir gözle bakmamız...